19 Haziran 2021 Cumartesi

KEDİLER İÇİN HANGİ MEYVALAR YARARLI HANGİ MEYVALAR ZEHİRLİDİR

KEDİLER MEYVA SEVER Mİ

🔸Kediler meyvadeki tatlılığı tadamazlar. Ancak neofili olarak bilinirler, bu da yeni şeyler deneme istekleri olduğu anlamına gelir. Kediler ıslak dokuları sevdiği için, kediniz bir parça meyvenin tadını çıkarabilir. Ama bizim gibi kediler de bireylerdir. Bazıları meyva sevebilir. Diğerleri ilgi göstermezken.

 KEDİLER MEYVA YİYEBİLİR Mİ

🔸Zorunlu etoburlar olarak, kediler hayatta kalabilmek için et ve yağa ihtiyaç duyarlar ve karbonhidrat yerine protein kullanarak kan şekeri seviyelerini korurlar. Bu nedenle kedilerin meyva yemesi gereksizdir.

 🔸Meyvaler ayrıca bir kedinin diyetine aşırı kalori ekleyen yüksek miktarda fruktoz içerir.

🔸Bununla birlikte, kedilere ek sağlık yararları olabilecek alternatif muameleler olarak belirli meyvaler beslenebilir. Ancak bu, kabuğu ve tohumları önceden çıkarmanızı sağlar.

KEDİLER HANGi MEYVALARI YİYEBİLİR

🔸Birçok kedinin meyvalere ilgi göstermemesinin bir diğer nedeni de tatlı tatları alma hisselerinin olmadığını biliyormuydunuz.

🔸Kedi nanesini çiğnemenin yanı sıra,  sokakta yaşayan kediler, avlarının midesindeki ot veya bitki örtüsü gibi ara sıra bitki maddelerini tüketirler. 

MEYVALER KEDiLER İÇİN YARARLI MI

🔸Az miktarda meyva ile beslenen kediler için meyvaler zararsızdır. Ama asla kediniz için normal bir yemek olarak  görüp sık olarak vermemelisiniz. Doğru beslendiğinde bazı meyvaler kediler için iyidir. Ancak günlük diyetin %10'undan fazlasını verdiğinizde yarardan çok zararlı hale gelecektir. 

🔸Meyvaler, A ve C vitaminleri, folat, lif ve potasyum gibi temel besinlerle doludur.

🔸A vitamini kediler için hayati önem taşır. Gece görüşüne yardımcı olur ve sağlıklı cildi korur.

🔸Potasyum, kasların, enzimlerin ve sinirlerin düzgün çalışmasına yardımcı olur. Folat ise vücudun sağlıklı yeni kırmızı kan hücreleri yapmasına yardımcı olur.

🔸Sokak kedileri yada sizin kediniz çöp kutusunu karıştırıp, bir parça meyva bulup yiyorsa meyvanın biraz ekstra liften faydalanabilir.

🔸Meyvaler ayrıca sağlıklı bir bağışıklık sisteminin korunmasına yardımcı olan antioksidanlarla doludur.

🔸Ancak kedinizi sağlıklı ve dengeli bir şekilde beslerseniz, bu besinleri meyvalerden almasına gerek kalmaz.

🔸Ancak meyvalerin şeker oranı yüksek olduğundan, dikkatli bir şekilde beslenmesi gerektiğini unutmayın. Özellikle kedinizin kilo almasını istemiyorsanız (ve şeker hastasıysa hiç).

🔸Ayrıca, bir kediye çok miktarda meyve vermek, yüksek lif içeriği nedeniyle müshil etkisine sahip olabilir.

🔸Kedi arkadaşınıza herhangi bir yeni yiyecek sunarken dikkatli olunması gerekir. Alerjik reaksiyon gösterebileceklerinden, kusma veya ishale neden olabilirler.

🔸Kedinizin sağlığındaki veya davranışındaki değişiklikleri izleyerek ilk başta yalnızca bir tür meyve besleyin ve boğazında kalmaması, boğulmasını önlemek için her zaman küçük ısırık büyüklüğünde parçalar halinde kesin.

MEYVE NE ZAMAN ZARARLI OLABİLİR 

🔸Kedinize asla çürük meyva vermeyin. Çünkü büyük olasılıkla onlara ishal yapacaktır.

🔸Pestisit püskürtülen meyvaler tüketildiğinde özellikle kediler için zararlıdır. Bu yüzden önce meyvayı yıkamanız çok önemlidir
Siyanür içerebilecekleri için tohumları her zaman meyvaden çıkarın. Bu, deri veya kabuk ve çekirdek ile birlikte kedigiller için zehirlidir.

 KEDİLER HANGİ MEYVaLERI YİYEBİLİR

🔸Küçük miktarlarda beslendiğinde kedinizin yemesi için güvenli olan meyvelerden bazılarına göz atıyoruz:

🔹Elmalar

▪️Elmalar lif bakımından yüksek ve yağ bakımından düşüktür. Bu yüzden yaşlı veya kilolu kedi yavruları için idealdirler.
Diğer malzemeleri eklemediğiniz sürece kedinize pişmiş elma da verebilirsiniz.

🔹Muz


▪️Muz , kedilerin çiğnemesi için kolaydır ve gerekli besinlerle doludur. Buna protein emilimine yardımcı olan B6 vitamini dahildir.
▪️Bu meyvanin yüksek şeker içeriğine sahip olduğunu unutmayın. O yüzden fazla vermeyin.
▪️Pek çok kedi muz kokusundan hoşlanmaz ve bazılarını mobilyanıza sürtmek kedinizi tırmalamaktan vazgeçirebilir!

🔹Armutlar


▪️Birçok kedi armut için bir tat geliştirir . Bunlar, antikanser özelliklere sahip olmanın yanı sıra harika bir diyet lifi kaynağıdır.
▪️Kedinize asla armut konservesi vermeyin. Bunlar şekerli bir şurup içinde yüzerken.

🔹Kavun

▪️Birçok kediyi bu meyvayi yemeye teşvik eden şey kavun kokusudur. Ette bulunan amino asitlerin çoğunu içermesinin yanı sıra.
▪️Yüksek su içeriği nedeniyle kavun, kedinizi sıcak havalarda nemli tutmanın mükemmel bir yoludur.
▪️Kavun çekirdeği hem zararlı hem tehlikelidir kesinlikle kedinizden uzak tutmalısınız.

🔹Karpuz

▪️Kedinize çok sık olmamak kaydıyla çekirdeksiz yerinden küçük bir iki ısırıklık, bir parça karpuz tattırmanızda bir sakınca yok. Karpuz çekirdeği kediler için çok zararlıdır.

🔹Çilek


▪️Kedilerin çilek yemesi güvenli olsa da, çok az besinsel fayda sağlarlar.
Ancak, kediniz için iyi olabilecek antioksidan özelliklere sahiptirler.
▪️Çilek bitkilerinin yapraklarının kedilerde kaşıntıya neden olabileceğini unutmayın.

🔹Mango

▪️Birçok kedi mangoda bulunan düşük kalorili içerikten yararlanabilir.
▪️Mango ayrıca sindirim sorunları olan bir kediyi beslemek için de uygun bir meyvedir.
▪️Yine de kurutulmuş mangoyu asla beslemeyin. Bunun sindirimi zordur ve ilave şekerler ve koruyucular içerir.

🔹Kara Dut ve Beyaz Dut

▪️Kedinizin dut meyvasini yemek için çok ısrarcı olduğunda dutu tatmasında herhangi bir sakınca olmadığını, yalnız kedilerin zorunlu etobur olduğunu ve sağlıklı kalabilmek için hayvansal protein ile beslenmesi gerektiğini unutmamalısınız.

🔹 Kayısı

▪️Kayısı meyvasi iyice yıkanmış, kabuğu soyulmuş bir şekilde kedilere sunulabilir. İçerdiği beta karoten (beta-carotene) ve potasyum sayesinde kanserle savaş veren kediler için destekleyici bir besin olarak göz önüne alınabilir. Fakat tıpkı şeftali gibi kayısının da dalı, yaprağı ve çekirdeği kediler için tehlikeli ve zehirlidir.

⛑️Hekimden Notlar:

🔺Beta Karoten, A vitamininin öncül maddesidir. Karaciğerde depolanır ve ihtiyaç duyulduğu zaman A vitaminine dönüşür. 600’e yakın karotenoid vardır. Bunların hepsi A vitaminine dönüşmez. Dönüşme oranının en fazla olduğu karoten, beta karotendir

🔹Yaban mersini

▪️Yaban mersini, insanlar için olduğu gibi kediler için süper yiyecek olmayabilir. Ancak, kedinize fayda sağlayabilecek önemli minerallerin yanı sıra bol miktarda antioksidan içerirler.
▪️Pek çok eksiksiz ve dengeli kedi maması yaban mersini içerir.

🔹Şeftali 

▪️İyice yıkanmış, kabuğu soyulmuş, sapı ve çekirdeğinden arındırılmış şeftali meyvesinden küçük miktarda yemek kediniz için yararlı bile sayılır. Fakat kedinizi şeftali ile beslemeden önce ona bu yeni meyveyi küçük bir parça olarak verip onu gözlem altında tutmanız gerekmektedir.

🔹 Böğürtlen

▪️Böğürtlenlerin, tadımlık olarak tüketildiğinde hayvanlar için zehirli olmadığı onaylanmıştır. Böğürtlenler otlanarak beslenen hayvanlar için soluk borularına kaçabilme ihtimali yüzünden tehlikeli kabul edilmektedir. Bu durumun evimizdeki kedilerin başına gelme ihtimali bir hayli düşüktür.

 HANGİ MEYVELER KEDİLER İÇİN ZEHİRLİDİR

🔸Evinizde aşağıdaki meyvalardan herhangi biri varsa, bunların kedinizden uzak, güvenli bir yerde saklandığından emin olun.

🔹Üzüm ve Kuru Üzüm

▪️Üzüm ve kuru üzüm kediler için zehirlidir ve ani böbrek yetmezliğine neden olabilir.
▪️Karın ağrısı, ishal ve uyuşukluk gibi diğer belirtiler 24 saat içinde ortaya çıkarken, bazen kusma 12 saat içinde ortaya çıkabilir.

🔹 Yeşil Erik ve Mürdüm Eriği

▪️Birçok meyvada olduğu gibi eriğinin sapı, yaprağı ve çekirdeği kediler için zehirli ve tehlikelidir. Eriğin meyvesi de kediler için zehirlidir. Özellikle de ergin olanlar içerdiği yüksek oranda siyanür ile kedilerin sağlığı için çok büyük tehlikedir. Mürdüm eriği ve yeşil erik gülgiller familyasından gelen ve besin değeri olarak benzerlik gösteren meyvalardır. Kediler için eşit derece de zararlıdır.

🔹İncir 

▪️İncir insanların tüketimi için tamamen güvenli olsa da aynı şeyi kedilerimiz için söylemek doğru olmaz. İncir meyvasının sapı, dalı, yaprağı ve ağacı her hali kediler için zehirlidir. İncirin meyvesinin içeriğindeki zehir miktarı oldukça düşük olsa da kedinizin sağlıklı olmayan bir şey tükettiğini farkederseniz, ne kadar küçük miktar tüketmiş olursa olsun biran önce veteriner hekim ile iletişime geçmelisiniz.

⛑️ Hekimden Notlar:

🔺Kedilerde incir zehirlenmesi hafif ve orta derecede tahrişe sebep olur. İncir zehirlenmesi yaşayan kedilerde görülen belirtiler şöyledir;

▪️Kusma
▪️Ağzın salyalanması veya sulanması
▪️Başın sallanması
▪️İshal
▪️Açık, akıntılı yara
▪️Ciltte tahriş 
Bu belirtileri kedi dostlarınıza gördüğümüz an acil hekim ile iletişime geçin.


🔹Malta Eriği

▪️Malta eriği ayrıca yeni dünya olarak da bilinen sarı iri çekirdekli bir yaz meyvesidir. Birçok meyvede olduğu gibi malta eriğinde de meyvenin sapı, dalı, yaprağı ve çekirdeği kediler için zararlı ve tehlikelidir.


🔹Turunçgiller

▪️Limon ve portakal gibi turunçgiller, kediler için son derece toksik olan psoralen ve uçucu yağlar içerir.
▪️Kediniz herhangi bir şey yerse, muhtemelen ishal olur ve muhtemelen kusmaya başlar.

🔹Kiraz ve Vişne 

Kiraz ve vişne aynı meyve olmasalar da ikisi de gülgiller (rosaceae) familyasından geldikleri için kediler üzerindeki etkileri aynıdır. 
▪️Az miktarda çekirdeksiz kiraz ve vişne meyvasının kedilere direk zararı olmasa bile sapı, yaprağı ve çekirdeği kediler için zehirlidir. Kiraz ve vişnenin çekirdeği, sapı ve yaprakları siyanojenik glikozitler (Cyanogenic glycosides) içerir. 
▪️Kediler için gerek şekli gerek parlak kırmızı rengiyle çok çekici olan bu meyveleri onların gizlice tadamayacağı yerde saklamanızı tavsiye edenlerin. Bu bitkiler aşırı miktarda SİYANÜR içerir. Bu, kedi dostlarımız için zehirlidir.
▪️Kediniz kiraz çekirdekleri, sapları veya yaprakları tüketirse, genişlemiş gözbebekleri ve nefes almada zorluk gibi zehirlenme belirtileri gösterebilir.

⛑️Hekimden Notlar:

🔺Siyanojenik glikozit, Tabiatta özellikle, acı badem, yonca, burçak, kanyaş gibi yaklaşık 100’den fazla bitkide bulunan ve ağız yoluyla alınmasından sonra mide bakterileri tarafından hidrolize edilerek gaz durumunda siyanür ve aldehit oluşumuna neden olan, glikozit yapısında amigdalin, linamarin, lotaustralin ve dhurrin gibi yaklaşık 30 çeşit maddenin ortak adı.

🔹Domates

▪️Domatesde bir meyvadır ve kediler için domates zehirli bir meyvedir.

⛑️ Hekimden Notlar:

🔺Kedilerin bağırsak yolu çok kısadır ve bitki liflerini sindirmek için tasarlanmamıştır. Bu sebep ile öğün olarak kedilere arada verilmesinde sakıncası olmayacağı ve kediler için zehirli olan meyvaları asla kedi dostlarınıza verilmeyeceğini tekrardan hatırlatmak isterim.

 

17 Haziran 2021 Perşembe

HAMİLE KEDİ BAKIMI NASIL YAPILIR

 HAMİLE KEDİ BAKIMI NASIL YAPILIR?


🔹Kediler insan yaşamının bir parçası haline gelmiş hayvanlardır. Köy yaşantılarında bahçelerde beslenebilen kediler, şehir hayatlarında insanlarla aynı apartmanda aynı yaşam alanını paylaşabilmektedir. Bazı kediler ise sahipsizdir sokaklarda ve doğada yaşamlarına devam etmektedirler. Tarihte hep insanlarla karşılıklı faydalara dayanarak ilişkilenen kediler günümüzde her geçen gün artan bir popülasyon ile yaşamlarına devam etmektedirler.Kediler her canlı gibi doğar, beslenir, üremeye çalışır. Doğada bu döngüyü her canlı gibi sağlayan kediler, evlerde nasıl bir yolla ürerler ve nasıl bir hamilelik süresi geçirirler gibi detayları bu yazımızda bulabileceksiniz.

🔹Kedi besleyen veya kedi sahiplenen her insanın dikkat etmesi gereken bir konu olan kedi bakımı, hamilelik döneminde daha önemli bir hale gelir. Gebelik süresince bir kedi için gerekli olan bakım ve beslenme şekli konusunda sahibinin dikkatli ve özverili olması gerekmektedir. Zira her canlıda olduğu gibi, insanların gebelik sürecini düşünebiliriz, kedilerinde gebelik süreci hassas bir dönemdir. Bu süreçte kedinin beslenme alışkanlığı gibi yaşamsal ihtiyaçları değişkenlik gösterebilmektedir. Bunun için beslenme gibi hayati konularda kedinin dikkatle takip edilmesi gerekmektedir. Hamilelik döneminde verilen birçok şeyi yiyen ve yemek isteyen kedilerin kilo artışı, doğum esnasında zorluklar çıkarabilen sorunlardır. Yeterli beslenemeyen bir kedinin doğum süreci daha zorlu geçebilmekte veya daha kötü sonuçlar doğurabilmektedir. Bu yüzden gebe olan bir kedinin besin kaynaklarının ve beslenme düzeninin dikkatli takip edilmesi gerekmektedir.

 

Hamile Kedinin Bakımı ve Doğum Hazırlığı

🔹Hamile olan bir kedi birçok ihtiyacını kendi kendisine giderebilecektir. Karnındaki yavruların güveni için kendi sağlığına dikkat edecektir ve sürekli kendini korumaya alacaktır. Kediyi sahiplenmiş olan kişinin bu süreçte dikkat etmesi gereken şeyler kedinin beslenme noktası olacaktır. Bu süreçte besin değeri daha yüksek mamalar tercih edilebilir. Kediye verilen suyun temizliğine dikkat etmek ve suyu sık sık değiştirmekte önemli bir diğer noktadır. Olası tüm sağlık sorunlarında hızlıca ulaşılabilecek veteriner iletişim numaraları telefon rehberinde hazır bulundurulmalıdır.

🔹Hamile kedi için doğum günü yaklaştıkça ihtiyaçlar artabilmektedir. Özellikle doğuma iki hafta veya daha az süre kaldığı zamanlar çok daha önemlidir. Bu süreçte kediye verilen mama değerinin artırılması gerekebilmektedir. Bu tür mama artışlarının belirlenmesi için veteriner desteği almak çok daha sağlıklı sonuçlar verecektir. Mamanın yaş veya kuru olmasına bağlı olarak bu mama artışının seviyesi de değişebilmektedir.

🔹Doğumun yaklaşmasıyla birlikte kedinin en çok yardıma ihtiyaç duyacağı zamanlar başlayacaktır. Örneğin doğumun yapılacağı yerin belirlenmesinde hamile kediye yardımcı olunabilir. Kedi için doğum yatağı hazırlanabilir. Bu yatağın etrafının kapalı olması kediyi daha güvende hissettirecektir. Yatağa yumuşak bir battaniye veya polar gibi yumuşak bir şeyler koymanız iyi olacaktır. Kedi için kutu veya kap gibi etrafı ve üstü kapalı olacak şekilde bir doğum yeri de hazırlanabilir. Bunda da dikkat edilmesi gereken kutunun veya kabın temiz olması ve içine yine yumuşak bir battaniye vb. konulmasıdır. Kedi için doğum sırasında kendini güvende hissetmesi çok önemlidir. Bunun için hamile kedi sahiplerinin yapması gereken şey; sessiz, sakin, güvenli, az kalabalık olan yerler tercih etmektir. Kedinin böyle bir alanda doğum yapması kedinin ve yavrularının sağlığı için hayati bir önem arz etmektedir. Doğum için hazırladığınız yerin doğum yapan kedi tarafından kullanılmaması da söz konusu olabilmektedir. Kedi sizin hazırladığınız yerden daha güvenli bir yer bulması durumunda orada doğum yapması çok normaldir. Kedi için bu güvenli yerler; elbise dolabı, yatak altı gibi yerler olabilmektedir. Bu durumda doğumdan sonra kedinizin yavrularını ve kediyi hazırlamış olduğunuz yere taşıyabilirsiniz. Doğum esnasında sizin yapmanız gereken tek şey doğum yerini hazırlamak veya yerin en sağlıklı şekilde olmasına ön ayak olmaktır. Kediniz doğum sürecini tek başına halledebilecek yeterliliktedir. Aksi durumlarda ise veteriner kontrollü doğumların daha sağlıklı olacağını söylemek gerekir. Bir doğum esnasında her şeyin sağlıklı yürüyor olması sizi rehavete kaptırmasın. Kedi doğum süreleri değişmekte veya istenemeyen bazı durumlar oluşabilmektedir. Bu yüzden arada kontroller yapabilir ve sorun oluşan durumlarda müdahale etmeniz gerekebilir.

 

Doğum Esnasında Dikkat Edilmesi Gereken Şeyler

▪️Kedini doğuma başladığı kasılmalardan belli olacaktır. Kasılmaların artmasıyla birlikte ilk yavrunun doğumu 15-20 dakika içerisinde gerçekleşmektedir. Kasılmalar ile birlikte kedinin bu süre içinde ilk yavruyu doğuramaması üzerine hemen veteriner hekim ile irtibata geçilmeli ve yardım alınmalıdır.

▪️İlk yavrunun doğmasından sonra 15-30 dakika içinde ikinci yavrunun doğumu gerçekleşmelidir. Anne kedinin yorulmasından dolayı dinlenme ihtiyacı duyması gayet normaldir. Dinlenme sebebiyle ikinci yavrunun doğumu biraz daha gecikebilir. Ancak 2 saati aşan bir gecikmede yine veteriner hekimin aranması en sağlıklı durum olacaktır.

▪️Yavru kedinin bir kısmının dışarı çıkması ve bunun üzerine doğumun gerçekleşmemesi durumunda acilen veteriner hekime başvurulmalıdır. Bunun sebebi yavru kedinin içerde sıkışmış olmasıyla birlikte birçok başka nedende olabilmektedir.

 

Doğum Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

🔹Her canlının hamilelik ve doğum süreçlerinde olduğu gibi kedilerinde bu süreçleri dikkat edilmesi gerekilen zamanlardır. Gerektirdiği her an veteriner hekime başvurulması anne kedinin ve yavru kedilerin sağlığı için önemlidir. Doğum sonrası anne kedinin yavru kedi maması ile beslenmesine devam edilmesi daha iyi olacaktır.Hamilelik dönemi boyunca sağlıklı bir beslenme geçirmiş olan anne bir kedininyavrularına süt sağlaması da daha kolay olacaktır. Yavru kediler sütten kesilinceye kadar yavru kedi maması ile beslenmesi anne kedinin vücudunu daha diri tutacaktır. Yavru kediler sütten kesilince yavru kedi maması tüketmeye başlayabilir. Anne kedide bu süreçten sonra normal maması ile beslenmesine başlaması gerekmektedir.

 

Kedilerde Hamilelik Ne Kadar Sürer? Ve Hamilelik Belirtileri Nelerdir?

🔹Kedilerin ortalama hamilelik süreleri 58 gün ile 62 gün arasında değişmektedir.Ancak bazı durumlarda bu süreler değişkenlik gösterebilmektedir. Kedilerde bazı gebelik süreleri 70 saate kadar çıkabilmektedir.

🔹Kedilerin gebe olduğunun anlaşılması ise ilk dört haftada anlaşılması güç bir süreçtir. Davranış ve fiziki olarak ilk dört haftada belirgin bir değişiklik göstermeyen kedinin gebe olduğu anlaşılması zordur. Davranış olarak çok küçük değişikler veya yeme isteğinde bir artış gözlemlenebilir. Kedilere ilgisi olan insanlar dışında bir kedinin bir aylık veya daha uzun bir süre gebe olduğunu anlayabilen insanlar çok yoktur. Böyle bir şüphe duyuluyorsa veteriner hekimden bu konuda destek alınabilir.

 

Hamile Kedinin Beslenmesi

🔹Hamile bir kedinin iki üç haftalık gebelik sürelerinden sonra, daha dengeli yağ içeren besinler, bol vitaminli, protein ve mineral bakımından zengin mamalar ile tüketmesi daha sağlıklıdır. Gebelik durumu anlaşılıncaya kadar normal maması ile beslenmesi çok büyük problemlere sebep olmayacaktır. Ancak gebelik sürecinde besin ihtiyaçları artacak olan kediler için bu tür mamalar veya yavru kedi mamaları çok daha sağlıklı besinler olacaktır. Yavru kedi mamaları da zengin besin değerli bakımından hamile kediniz için yeterli olabilecektir.


15 Haziran 2021 Salı

EVCİL HAYVANLARIN SAĞLIKLI ÇOCUKLAR YETİŞTİRİLMESİNE YARDIMI VAR MI?

EVCİL HAYVANLARIN SAĞLIKLI ÇOCUKLAR YETİŞTİRİLMESİNE YARDIMI VAR MI? 
🔸Evcil hayvan sahibi olmanın birçok faydası vardır. Evcil hayvanlar çocuklara sorumluluk, güven, şefkat, saygı ve sabır gibi değerli hayat dersleri siz fark etmeden verirler. Evcil hayvanlar çocuklara pek çok fayda sağlarken, çocukların da evcil hayvanınıza ve ailenize sunacakları çok şey var. Çocugunuzun hayvan sevgisi ile içinin dolu olması onlara karşı şefkatli, merhametli, saygılı, sorumluluk sahibi olması onlardan biriyle arkadaş olup  oyun oynamalari sonra yorulduklarinda birlikte uyumalari sizce de çok tatlı ve istediğiniz bir şey değil mi ?

EVCİL HAYVANLI EVDE BÜYÜYEN ÇOCUKLAR

🔸Çocuğunuz eğer ki evcil hayvanli bir evde doğduysa, öncelikle çocuğunuzun çok şanslı olduğunu söylemek isterim, çünkü evcil hayvanlı evde doğup büyüyen çocukların daha anlayışlı, merhametli, yardımsever, matematik ve fen derslerinde başarılı olduklarını belirtmeliyim. Evcil hayvanınız evde bir hayvan değilde sanki çocuğunuzun bir arkadasiymis gibi çocuğunuz ile bir  bağlarının olduğunu fark edeceksiniz, evcil hayvanınız bazı zamanlar çocuğunuzu sizden bile koruyup kollayacaktir. Çocuğunuzda  aslinda onun bir hayvan olarak değil bir arkadaş, dost gibi görecektir.

🔸Bazı zamanlar çocuğunuz  evcil hayvanınıza yol gösterecek bazı zamalar evcil hayvanınız  cocugunuza yol gösterecektir. 

ÇOCUĞUNUZ EVCİL HAYVANLI EVDE  BÜYÜMEYİP EVCİL HAYVAN İSTERSE

Çocuğunuz evcil hayvan olmayan bir evde doğmuş ve  evcil hayvan isterse, onunla sorumluluk ve evcil hayvan sahibi olmanın kalıcılığı hakkında kesinikle konuşmalisiniz. Onun bir oyuncak olmadığını , “Yenilik” etkisini yitirdiğinde veya köpek yavrusu/yavru kedi büyüdüğünde, yine de hayvana bakmak isteyecek mi ?,  Bir evcil hayvan için tutarlı bir istek dile getirdiler mi ve günlük bakıma ve oyun süresinden daha fazlasına ihtiyaç duyacağını anladılar mı? Bunların hepsine evet diyen çocuğunuz var ise ve onun dışında sizinde tüm sorulara evet demeniz sonucunda bir evcil hayvan sahiplenebilirsiniz. Çünkü 10 yaşına kadar olan çocuklar tek başlarına evcil hayvana tek başına bakmalari uygun değil ebebeyinleriyle birlikte bakmaları ve sahiplenmek için karar vermeleri gerekir. 

🔸Çocuğunuza evcil hayvan sorumluluğunun ne olacağının bilgisini lütfen evcil hayvan sahiplenmeden önce verin. Unutmayın, bir evcil hayvan alırken ne kadar kararlı olurlarsa olsunlar, evcil hayvana bakamayacakları veya devam etmeyecekleri zaman ve ne zaman olursa olsun, kendinizi yedek plan olarak düşünmeniz gerekecektir.

Evcil hayvanlar bir çocuğun daha iyi bir öğrenci olmasına yardımcı olmaktan, başarılı bir iş kariyerine sahip olmaları için zemin hazırlamaya kadar, hiçbir ebeveynin mümkün olduğunu düşünmediği şeylerde  zemin hazırlarlar.

⛑️ Evcil hayvan sahiplenmek isteyen ailelere bir tavsiyem,  evcil hayvan almayin sahiplenin olacaktır. Barinalarda yüzlerce cins hayvan terk edilmiş; sevgiye muhtaç durumdalar, yeni ailelerini beklemektedirler. Lütfen hayvan sahiplenmek istediğinizde ilk önceliğiniz barınaklar olsun. 🙏
 Çocuğunuz büyük bir ihtimal  bir yavru köpek yada yavru kedi sahiplenmek istiyecektir, barınaklarda ki hayvanlara lütfen şans verin 🙏

1. SAĞLIK ÇOCUKLAR

🔸Evcil hayvan sahibi çocuklarda önemli bir yaşam becerisi, sorumluluğu duygusu gelişmektedir.

 Köpek sahiplerinin egzama ve buna bağlı alerji geliştirme riskini azaltabileceğini gösteren araştırmalar bulunmaktadır. Bir köpeği sevmek, bağışıklık savunmasının önemli bir bileşeni olan IgA olarak bilinen bir bağışıklık antikoru salgılar. Ayrıca terapi köpekleriyle düzenli temas, stres hormonu olan kortizolün salgılanmasını azaltabilir. Evcil hayvanlarımızdan gelen mikropların fiziksel sağlığımız ve bağışıklığımız üzerinde de olumlu bir etkisi olduğunu gösteren araştırmalar bulunmaktadır. 

Ayrıca evcil hayvanlarınızı düzenli tımarlama, fırçalama koldaki büyük kasları, evcil hayvan ile  yürümek çocuğunuzun bacaklarının büyük kaslarını geliştirir ve kalp, beyin ve akciğerlerinin gelişimi için iyi  gelecektir.

⛑️Araştırmalar, köpekli evlerde yaşayan çocukların muhtemelen daha az kulak enfeksiyonu ve solunum yolu enfeksiyonu geçirebileceğini ve belki de genç yaşta hayvanlara maruz kalmanın bağışıklık sistemini uyarması nedeniyle daha az antibiyotik gerektirebileceğini gösteriyor. 

2. GÜVENLİ ÇOCUKLAR

🔸Çocukların öğrendiği ikinci bir beceri güvendir. Ebeveynlerin, çocuklarının dünyaya yolculuk ederken kendinden emin olmalarını istemeleri doğaldır ve iyi haber şu ki evcil hayvanlar bunu gerçekleştirebilir. Journal of Personality and Social Psychology'nin araştırmasına göre, her gün koşulsuz sevgi ve destek sağlayan evcil hayvanlar, yüksek düzeyde özgüvene ve özsaygıya sahip çocuklar yaratıyor

🔸Bir evcil hayvan, bir çocuk (veya herhangi biri) üzgün, kızgın veya kırgın olduğunda koşulsuz destek sunar. Evcil hayvan sahibi cocuklarin, kendilerine güvenmeyi ve diğer ilişkilerde de güven oluşturduklsri görünmektedir.
Çocuğunuzun evcil hayvanı ile zaman geçirmesi ve onun ihtiyaçlarını gidermesi ve bunun karşılığında evcil hayvanının onu sadece sevmesi, çocukta bir güven duygusunun hissinin nasıl olduğunu erken yaşlarda öğrenmelerine vesile olacaktır.

3. ÖĞRETİM SORUMLULUĞU GELiŞMiŞ ÇOCUKLAR

🔸Çocuklar bir evcil hayvana sahip olduklarında, onlara uygun bakımı sağlamak için her gün yaklaşık aynı saatte evcil hayvanlarını beslemeleri, tımar etmeleri, yürüyüşe çıkartmaları, onlar ile  oynamaları ve evcil hayvanlarını temizlemeleri gerektiğini çabucak öğrenirler. Bunu yaparak, çocuklar sadece eylemlerinin evcil hayvanlarının hayatlarını nasıl etkilediğini öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda kendi hayatlarında düzenli bir programa sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu da öğrenirler. Bunu yaparak, yeni keşfettikleri organizasyon becerilerini okula ve hayatlarının diğer alanlarına uygulayabilirler.

4 . MERHAMETLİ ÇOCUKLAR

🔸Çocuk  evcil hayvanına baktığında, tüylü arkadaşlarının temel ihtiyaçlarını karşılayarak başkalarına karşı nazik olmayı öğrenir. Evcil hayvanının temel ihtiyaçlarını karşılamadığı zaman evcil hayvanın beslenmediği ve bir nebi ona muhtaç olduğunu bu sebep ile çocuğunun sorumluluk duygusunun yanında merhamet duygusu da otomatik olarak geliştigi görülmektedir. 

🔸Kendi beslediği evcil hayvanından yola çıkarak, dışarda sahipsiz hayvanlarin besleme ve barinmaları için insanlara ihtiyaç duyduklarını ve yardım edilmez ise sonlarının ne yazıki iyi olmayacağını bilmeleri ve bu durumu sokakta evsiz bakıma muhtaç insanlar ile  eşleştirerek onlara karşıda merhamet duygularının gelişmesine neden olacaktır.

5. DAHA FAZLA FİZİKSEL AKTİVİTE YAPAN ÇOCUKLAR

 🔸 Evcil hayvanlar çocukların aile içi zaman geçirmeleri ve Fiziksel aktivite gibi yürüme ve top atmak, açık havada dolaşmak gibi harika egzersiz yapmasına vesile olacak bir arkadastirlar. Amerikan Halk Sağlığı Dergisi'ndeki araştırmacılar, köpekleri olan yetişkinlerin gerçekten aktivitede bir artış gösterdiğini doğrulamaktadır.
 
6. DUYGUSAL ÇOCUKLAR

🔸Evcil hayvanların çocukların duygusal esenliği üzerindeki etkisi hakkinda kanıtlanan araştırmalar vardır. Çocuklar büyüdükçe, kendileri ve dünyalarındaki diğer insanlar hakkında kafa karışıklığına, hayal kırıklığına, üzüntüye ve öfkeye neden olabilecek bilişsel değişiklikler yaşarlar. Evcil hayvanların, insanları koşulsuz olarak kabul ettikleri ve yargılamadıkları veya eleştirmedikleri için insanlara göre sosyal desteğin avantajları olduğunu buldular.
🔸 Evcil hayvanlar aynı zamanda iyi dinleyicilerdir, bu da onları duygusal ve özgüven sorunlarıyla mücadele eden çocuklar için mükemmel bir arkadaş yapar.

7. DAHA İYİ İLETİŞİME SAHİP ÇOCUKLAR
 
🔸Çocukların evcil hayvanlarıyla duygularına güvenmek, şefkat göstermek, evcil hayvanın davranışlarını yönlendirmek ve hatta onları hayali oyunlara dahil etmek gibi çeşitli şekillerde konuştuklarını göstermektedir. Bu senaryolar, yetişkinlerin veya kendi dünyalarındaki diğer çocukların yargıları ve eleştirileri olmaksızın güvenli bir ortamda dil ve iletişim becerilerini teşvik edebilir. 

🔸Otizmli ve öğrenme güçlüğü olan çocuklar için özel eğitimli köpekler de dahil olmak üzere terapide iletişim programlarında önemli bir gelişme gösterdi.

8. DAHA YAKIN BAĞLAR KURAN ÇOCUKLAR

🔸Evcil hayvanlarla büyüyen çocukların dünyayı, kendileri ve başkaları hakkında daha derin bir anlayış geliştirdiklerini ve bu sayede yakın ilişkiler kurmak ve sürdürmek ve sevgi dolu bağlar kurmak için bir temel oluşturmalarını sağladığını buldu diğerleriyle. 

🔸Evcil hayvanlar, çocukların bağlanma ihtiyaçlarını karşılamada uzun bir yol kat eden sevgi verir ve alır. Gençliklerinde beslenme eksikliği yaşayan çocuklarda bile, evcil hayvanlarla bağ geliştirirlerse, başkalarıyla bağ kurma yeteneğini geliştirmeleri daha olasıdır. 

▪️Ayrıca çocuk evcil hayvanı sayesinde 
Evcil hayvaninin vefatı yada kayibi sonucu yas tutma sürecini öğrenecektir . 

▪️Çocuk Evcil hayvan yemek yerken, uyurken, dinlenirken  nazikçe dokunmayı ve kendi sınırlarını  öğrenmeyi ve başkalarının özel alanina saygı duymayı öğrenecektir.

▪️Evcil hayvanlar çocuklara koşulsuz sevgi gösterdiğinde, çocuğun benlik saygısını artacaktır.

▪️Evcil hayvanlar sahiplerine karşı çok sadıktırlar, çocuk bu duygu ile ebebeyinlerine karşı sorumluluğu artar ve bir nebi sorumlu , bağlı kalma gibi duyguları gelişmektedir. 

▪️Bazen evcil hayvanıniz sayesinde 
Sosyal becerilere sahip olabilirsiniz. Evcil hayvanlar "buzu kırmaya" yardımcı olmada bilinçli olmadan size yardımcı olacaktır. Gezilerde köpekler başkalarıyla sohbet etmeye teşvik eder ve çocuğun sosyal becerilerini geliştirir.

▪️Evcil hayvan sahibi küçük çocukların alerji riski azalır,  ilerki yaşlarda yok olmaya başlar, evcil hayvan sahibi küçük çocuklar okulda daha başarılı , akıllı uslu ,söz dinleyen,söyleneni hemen algılayan  ve ders notları  iyi olur. çünkü çocuklar hayvanlarına bakarken içsel motivasyon geliştirirler.

▪️Bir evcil hayvanla büyüyen çocuklar, hayvanlara karşı daha fazla empati geliştirecektir.

SONUÇ OLARAK

🔸Ailenize ve yaşam tarzınıza uygun olacak bir evcil hayvan secin. 
Bir balık, kaplumbağa veya hamster, bir kedi veya köpekten daha az oyun süresi gerektirir. Aileniz çok seyahat ediyorsa, evde en az özenle bırakılabilecek bir hayvan iyi bir seçim olabilir. Uzun yürüyüşler yapmayı ve bahçede oynamayı tercih ediyorsanız, o zaman bir köpek sizin için mükemmel bir seçim olabilir.⛑️

13 Haziran 2021 Pazar

ÜÇ ANNESİ OLUP BABASI OLMADAN DÜNYAYA GELEN KOYUN DOLLY'İN HİKAYESİ

     İLK KLONLANAN HAYVAN DOLYY


1. DOLLY KİMDİR 


🔸Dolly (5 Temmuz 1996 - 14 Şubat 2003), Dolyy, namı değer üç annesi olan ve erkek hücre spermi hucresi olamadan sadece üç anne koyun ile dünyaya getirilen dünyadaki en ünlü koyundur.🐑

🔸Dolly, nüklear transfer süreci kullanılarak yetişkin somatik bir hücreden klonlanan ilk hayvandir. Bunu biraz daha anlaşılır dille anlatacak olursam eğer  dolly'in oluşumunda erkek koyun, onun spermi yada hücreleri  kullanılmamıştır. üç anne koyun ,
🔹 Birinci annenin  meme hücresi kullanıldı 
🔹 ikinci annenin genetik meteryalini kullanıldı 
🔹Üçüncü annenin klonu taşıma görevi verildi.
🔸Dolly, Ian Wilmut, Keith Campbell ve Edinburgh Üniversitesinin Roslin Enstitüsündeki bilim adamları ile İskoçya'daki Edinburgh’nun yakınlarındaki biyoteknoloji fabrikası PPL Therapeutics tarafından klonlandı. Dolly’nin klonlanmasında donör olarak kullanılan hücre meme bezinden alındı ve böylece vücudun spesifik bir bölgesinden alınan hücrenin bütün bir bireyi yeniden yaratabileceği ve sağlıklı bir klonun üretilebileceği kanıtlanmış oldu. 

🔸Dolly’nin ismiyle ilgili ise Wilmut şu açıklamayı yaptı: “Dolly bir meme bezi hücresinden türetildi ve biz Dolly Parton’ınkilerden daha etkileyicisini düşünemedik.” deri hücreleri yeni cilt üretmek üzere programlanabilirler çünkü kendini kesip, yeni cilt yara üzerinde yetişir. Bu, siz iyileşirken veya büyürken hayati önem taşır ve hatta insan derisi gibi bazı hücreleri laboratuvarda büyütebileceğimiz anlamına gelir. 
🔸Bunun aksine, yeni döllenmiş bir yumurta, vücuttaki yüzlerce farklı hücre tipinden herhangi birine dönüşebilen 'kök' hücreler içerir - deri, kas, beyin hücreleri vb.
🔸Dolly'nin yaratıcılarının birçok zorlukla karşılaştılar ve yüzlerce denemeden sonra Dolyy oluştu. Yer denemeden sonra DNA'yı Yeniden Programlamak zorlu bir süreç olduğunu belirtmektedirler.

🔸Roslin Enstitüsü'nde bilim adamları, yumurta hücresinin çekirdeğini ana hücrenin çekirdeğiyle değiştirdiler. Dolly'nin durumunda bir meme hücresi oldu. Bir şekilde, yumurta hücresi yeni çekirdeğinde bulunan bağışlanmış DNA'yı yeniden programlanmış oldu ve sonuç Dolly oldu. 
Manipülasyon, 1970'lerde insan doğurganlık tedavilerinde öncülük eden bir yöntem olan mikroskobik iğneler kullanılarak yapıldı. Elde edilen embriyo, üçüncü bir vekil koyunun rahmine implante edildi


2. DOLYYİN DOĞUMU

🔸Dolyg üç anne koyunun kullanilmasi sonucu (bir tanesi yumurta hücresinin eldesinde, bir diğeri genetik materyal eldesinde ve üçüncüsü ise klonu taşımada görevliydi)  5 Temmuz 1996'da doğdu ve doğumu 1997'nin başlarında açıklandı.
🔸Yetişkin bir vücut hücresinden alınan hücre nükleusunun, döllenmemiş fakat gelişmekte olan ve çekirdeği çıkarılmış bir yumurta hücresine transfer edildiği Somatik Hücre Nüklear Transfer tekniği kullanılarak üretilmiştir. Daha sonra bu melez hücre, bölünmesi için elektrik şoklarıyla uyarıldı. Bu elektrik şoku kısa süreliğine yumurta ve meme hücresinin zarlarında delikler oluşturur. Bu deliklerden yumurtaya aktarılan kalsiyum, canlı oluşumunu sağlayacak bir zincirin başlamasını sağladı. Bir süre sonra hücre bölünmeye başladı ve sayıca artmaya devam etti. Ama laboratuvar ortamında gerçekleşen bu olaylar için bir konak bulmak gerekliydi. Bu nedenle, hormonlarla gebeliğe hazırlanmış olan bir koyunun rahmine aktarılan embriyonun artık tutunabileceği ve beslenebileceği bir ortamı olmuş oldu. Bu olaydan beş ay sonra da Dolly dünyaya geldi. Dolly yetişkin bir memeliden alınan hücre ile üretilen ilk klondur. 
Dolly’nin varlığı 22 Şubat 1997'de halka duyuruldu. Bu durum medyada büyük dikkat uyandırdı. Koyun ile oynayan İskoç bilim adamları televizyonda yayınlandı ve TIME dergisi koyun Dolly’i baz alan özel bir rapor hazırladı. Science dergisi Dolly’yi “yılın buluşu” olarak gösterdi. Dolly klonlanan ilk canlı olmasa bile medyada büyük dikkat uyandırdı çünkü o yetişkin bir hücreden klonlanan ilk canlıydı.



3. DOLYYİN HAYATI

🔸Dolly tüm hayatını Edinburgh’teki Roslin Enstitüsü’nde geçirdi. Burada bir Galler dağ koçu ile çiftleştirildi ve toplamda 6 kuzu dünyaya getirdi. İsmi Bonnie olan ilk kuzu 1998 Nisan’ında doğdu. Bir sonraki yıl Dolly, isimleri Sally ve Rossie olan ikiz kuzuları ve bundan sonraki yıl da Lucy, Darcy ve Cotton üçüzlerini dünyaya getirdi. 2001 Sonbahar’ında 4 yaşındayken, Dolly’de artrit meydana geldi ve yürümesi aksamaya başladı fakat bu durum anti-enflamatuvar ilaçlarla başarılı bir şekilde tedavi edildi.

4. DOLYYİN ÖLÜMÜ

🔸Dolly, 5 Temmuz 1996’da doğdu ve ilerleyen akciğer hastalığı nedeniyle 14 Şubat 2003'te, Dolly ötenazi yapılarak hayatina son verildi . Dolyyin hastalığı pulmoner adenomatoz denilen, bir virüsün neden olduğu bir akciğer iltihabı ve ağır artrite hastalığı vardı. Hastalığın nedeninin klonlamanın bir yan etkisi mi yoksa tüm hayatını bir ağılda geçirmesinin bir sonucu mu olduğunu hala tartışma konusudur. Dolly gibi bir Finn Dorset cinsi koyuların 11-12 yaşına kadar yaşaması bekleniyordu ancak Dolly yalnızca 6 yaşına kadar yaşayabildi. Otopsi sonuçları gösterdi ki Dolly, JSRV isimli bir retrovirüsün neden olduğu ve koyunlar arasında sıkça görülen, bir çeşit akciğer kanserine sahipti. Roslin bilim insanları bu durumun Dolly’nin bir klon olmasıyla alakası olmadığı görüşünde birleştiler ve akciğer hastalığına sahip olan diğer koyunlar aynı hastalıktan öldüler. Kapalı alanlarda tutulan koyunlar için bu tür akciğer hastalıkları özel bir tehlike teşkil eder ve Dolly güvenlik nedeniyle dışarı çıkarılmasına izin verilmedi.

 🔸Dolly’nin ölümünün, klonlandığı canlıyla aynı yaşta yani 6 yaşında doğmasiyla ilgisi olduğunu söyleyen bazı spekülasyonlar vardı. Yani Dolly klonlandiginda annesi 6 yaşındaydı ve bu koyun turlerinin 11-12  yıl yaşadıkları varsayılırsa Dolly aslında 12 yaşında öldüğü söylenebilir ama bu fikre dayanan temellerden biri yaşlanma sürecinin tipik bir nedeni olan telomerlerinin kısa oluşuydu. Roslin Enstitüsü yaptığı yoğun sağlık taramalarının Dolly’de yaşlanmayla ilgili herhangi bir anormallik açığa çıkarmadığını belirtti.

5. KLONLAMANIN NEDENİ

🔸Bütün hayvanları klonlamanın potansiyel kullanımları arasında çiftçilik, tıbbi ve beslenme amaçlı proteinlerin üretilmesi veya insanlar için organ bağışçısı olmak üzere genetiği değiştirilmiş domuzların klonlanması yer alabilir. 

🔸Daha çok süt veren inekler klonlanıp daha az inekten daha çok süt üretilebilirdi.

🔸Soyu tehlike altında olan hayvanlar klonlanarak sayılarının artması sağlanabilir

🔸 Klonlama belki koruma altında olan türlerde ve soyu tükenmiş olan canlıların fosillerinden elde edilen DNA sayesinde bu canlıların yeniden üretimesinde kullanılmak için bir araç olabilir. Evcil hayvanların klonlanması gelecekte transgenik çiftlik hayvanlarının üretilmesinde önemli olabilir.
🔸Hücre toplamak için embriyoların klonlanmasını içeren "terapötik" klonlama, Alzheimer ve Parkinson hastalıkları gibi birçok insan dejeneratif durumu için tedavilere yol açabilir. Hatta insanların bile klonları yapılabilirdi. 
🔸Ancak, kamuoyu her türlü klonlamanın etiği konusunda bölünmüş durumda ve Dolly'nin ölümü tartışmanın alevlerini körüklemisti.

6. SONUÇ

🔸Ölümü Dolly’nin başarılı bir şekilde klonlanabilmesi sonucu, içerisinde atların ve boğaların da olduğu daha birçok büyük memeli hayvan klonlandı. Argali (dağ koyunu) klonlanması girişimi canlı embriyo vermedi. Banteng boğası klonlanması girişimi tıpkı muflon (yabani koyunun bir türü) gibi daha başarılıydı, iki girişimde canlı döl verdi. Bu şekilde gerçekleştirilen hücrelerdeki bu yeniden programlama işlemi mükemmel değil ve nüklear transfer ile üretilen embriyolar sıklıkla anormal gelişmeler gösteriyorlar. Memeli klonlaması yapmak yüksek oranda verimsiz (Dolly 277 denemeden sonra gelişmeyi başarabilen tek kuzuydu). Dolly’nin klonlanmasını sağlayan takımın başı olan Wilmut, 2007'de, nüklear transfer tekniğinin insanlarda kullanılmasının asla yeterince verimli olamayacağını açıklamıştı.

🔸Sonuç olarak, Ian Wilmut ve Keith Campbell in çalışmaları yetişkin bir hücrenin genetik malzemesinin bir yumurta hücresine aktarılmasıyla yeni bir canlının üretilebileceğini göstermiştir. Bu çalışmalarının sonucunda aynı zamanda bir canlıyı meydana getirebilecek her türlü bilginin yumurta hücresinde depolanmış olduğu da anlaşılmıştır. Bu da, yumurtadaki canlıyı meydana getirebilen bu etkenlerin neler olduğu saptayabilirsek yumurtaya ihtiyaç duymadan da herhangi bir yetişkin hücreyi programlayarak kök hücrelere dönüştürebileceğimizi işaret etmektedir. 

    Dolyyin klonlanmasinin yapıldığı cihaz.

 ZONG ZONG ve HUA HUA MAYMUNLARI

🔸Birinin adı Zong Zong diğerinin adı Hua Hua, onlar dünyanın klonlanan ilk Makak maymunları.
🔸Çinli bilim insanları 1996'da İskoçya'da klonlanan koyun Dolly'den sonra ilk kez bir primat klonladı.
🔸Klonlama işleminin koyun Dolly ile aynı teknikle yapıldığı belirtiliyor.
🔸Araştırmacılar yaklaşık 2 aylık olan maymunların sağlık durumunun gayet iyi olduğunu söylüyor.
🔸Araştırmacılar, insanla genetik olarak özdeş olan maymunların insan sağlığı konusundaki araştırmalar için model olabileceğine dikkat çekiyor.


KANGAL KÖPEKLERİ HAKKINDA BİLGİLER


                 KANGAL KÖPEGİ

1. KANGAL ÇOBAN KÖPEĞİ TARİHÇESİ

🔹İlk rivayete göre, Hint Mihracesi tarafından Osmanlı Padişahına bir Köpek Hediye edilir. Bu padişah Muhtemelen Yavuz Sultan Selimdir. Hediye edilen köpek Kangalın Sivas İli, kangal İlçesi, Delikbaş Köyü yakınlarında kaybolur. Köpek, tüm aramalara rağmen bulunamaz. Kangal Köpeğinin bu kaybolan köpekten türediği şeklindeki rivayet Kangal Köpeğinin kökenini de Hindistan olarak kabul eder.

🔹Diğer bir rivayet ise Kangal Köpeğinin kökeninin Anadolu olduğunu söyler. Eski Anadolu uygarlıklarının vahşi hayvanlardan korunmak için arslan gibi güçlü ve iri yarı olan bu köpekleri kullandıkları söylenmektedir. Evliya Çelebide Seyahatnamesinde Kangal Köpeklerinden bahsetmektedir. O da bu köpeklerin arslan kadar güçlü ve cüsseli olduğunu yazmaktadır. Doğan Kartay hem kendi kitabında hem de 1. Uluslar Arası Kangal Köpeği Sempozyumunda sunduğu bildiride, Kangalların, Osmanlı Döneminde Yeniçeriler tarafından hem askeri işlerde hem de savaşlarda kullanıldığından bahsetmektedir. Kartayın bildirisinde, Romalılarda arslan sözcüğünün karşılığı olan Samson kelimesi Anadolu’da Samsun olarak benimsendiğini ve Kangalların arslana benzetildiği için Kangalları kullanan birliğe Samsoncular dendiğini söylemektedir.( Söylenen bilgilerin net bilgi olmadığını bildirmek isterim )
 
2. GENEL ÖZELLİKLER

Dünyada emsali görülmemiş bir köpek türü olan Kangal Çoban köpekleri, Türkiye'de ve yabancı devletlerde haklı bir üne sahiptir. Kangal Çoban Köpekleri çok cesur, gayet hızlı ve çeviktirler. Kadın ve çocuklara karşı gayet uysal, kötü niyetli kişilere karşı son derece saldirgan olan Kangal köpekleri çok zeki, ön sezileri kuvvetli ve sahibine aşırı bağlıdırlar.
 
Kangal Çoban Köpekleri görevlerine çok sadıktırlar. Şöyle ki; dağda sürüden ayrılan veya geride kalan koyunun başından günlerce aç ve susuz beklediği söylenmektedir.
 
Kangal Çoban Köpeğine sahip çiftçilerin en büyük gurur kaynağı köpeklerinin kurt boğmalarıdır. Kurt boğan köpeğe sahip olmak onlar için bir ayrıcalık ve övünç kaynağıdır.
 
Yüzyılların ihmaline rağmen ne ırk vasıflarından ne de yüksek ruh yapısından en ufak bir taviz vermemiştir. Kan asaletine çok bağlıdır. Doğada serbestken bile başka bir karnivorla çiftleşmesi mümkün değildir. 1975 yılında askeri amaçla eğitime alınmış ve asırlardır bu yönde eğitim gören köpek türlerinden çok daha yetenekli olduğunu kanıtlamıştır.
 
3. IRK ÖZELLİKLERİ

🔸Burun Ağız Yapısı

🔹Ağız burun yapısı kısa küt çene kuvvetlidir. Dişler sivri ve sağlam, dudakları sarkıktır. Göz, kulak, ağız etrafı ve burun üstüne kadar siyahtır.

🔸Gözler

 🔹Kafatasına göre oldukça küçük yuvarlakça olup altın ve kahverengi arasında bir renktedir. Göz etrafı siyahtır. Bakışlar canlı ve asildir.

🔸Kulaklar 

🔹Orta boyda üçgen şeklinde, uçları yuvarlak, kafasına yapışık ve sarkıktır.
Kafanın ve Göğüsün Görünümü: Önden bakıldığında aslanı andırır. Kafa iri, güçlü bir boyun ile desteklidir.

🔸Boyun

🔹Hafifçe eğik, güçlü ve adaleli, orta boyda, oldukça ayrık, düz, kalın kemikli, ayak bilekleri kuvvetli ve uzundur. Ön göğüs arkasına göre daha geniş ve omuzlar adalelidir.

🔸Gövde 

🔹Gövde baştan sonra bir kare şeklindedir. Vücut güçlü, adaleli, hiçbir zaman şişman değildir. Dirsek hizasına kadar göğüs derin, karin hafifçe içine çekiktir.

🔸Bacaklar 

🔹Bacaklar güçlüdür. Ön bacaklar arka bacaklara göre daha güçlüdür. Ayaklar iri yapılı, kuvvetli, parmak bombeli ve siyahtır.

🔸Kuyruk 

🔹Oldukça yüksek olup, rahat durumda iken düşük ve kıvrık, uyarıldığı zaman sırt üzerinde yüksek ve kıvrıktır.

🔸Vücut Rengi 

🔹Bozdan çelik rengine kadar olabilir. Göğüste beyaz bir madalyon bulunabilir.

🔸Post 

🔹Sık bir alt post üzerinde kısa ve yoğun bir tüy yapısına sahiptir.

🔸Ağırlık

🔹Erkeklerde 50 - 60 kg , Dişilerde 41 - 59 kg

4. DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ

 🔸Kangal köpeklerin de Kızgınlıklar dönemleri tüm yıla yayılabilir. Kangal köpeklerinde kızgınlık dönemleri daha çok ilkbahar, yaz ve kış mevsiminde görülür. Kızgınlık gösterme oranı Bu oran bakım beslenme şartları ile çok etkilendiğinden % 64 ile % 94 arasında değişir.

🔸Kangal köpeklerin de östrus siklusu 180 gün civarında olup Bu köpek ırkında ilk kızgınlık yaşı 8 aylık dönemlerde başlamaktadır. Gebelik oranı da bakım ve beslenme farklılıklarından dolayı % 64 ile % 94 arasında değişir.

🔹Kangal köpeklerinde bir doğumda ortalama yavru sayısı 7 - 8 civarında olup 
ölü doğum oranı % 2 ile % 14 arasında değişmektedir. Çoklu doğum tipinin artışı ile birlikte ölü doğum oranı da artmaktadır.
🔸Bir buçuk yaşındaki bir erkek köpek ilk çiftleşme için ideal yaşa gelmiş sayılır. Bu yaşta erkek Kangal köpeğinin yapısı tam olarak gelişmiştir. Dişiler için uterusun gerekli büyüklüğe ulaşacağı 2. veya 3. kızışma dönemine kadar beklenmesi tavsiye edilir. 

🔸Dişiler yaklaşık 180 günde bir kızışma dönemine girerler. Cinsel dürtü daima erkek köpekte görülürse dişinin kızışma döneminde huzursuz olup alışık olmadığı hareketler yapar. Vulva şişer ve birkaç gün içerisinde bol ve kanlı, özel kokulu vajina akıntısı başlar. Bu koku erkekleri yüzlerce metre uzaktan etkileyebilecek niteliktedir.bıraktığı kokulu bu salgı sayesinde erkek harekete geçer. Verimli bir çiftleşme sağlamak için en uygun zaman 2. haftanın sonuna doğrudur. Bu sırada dişi köpek kendisine yaklaşan erkek köpeklerden seçtiğine uygun karşılık verir. Bu sırada ovulasyon tamamlanmış olur. Çiftleşmeden emin olmak için çiftleşmeyi takip eden 24 ile 48 saat sonra tekrarlamak gerekir. Üreyebilme yaş ilerledikçe azalır. Önce dişi de, sonra erkekte kaybolur.

 
5. GEBELİK VE DOĞUM

Kangal köpeklerinde gebelik süresi 58 - 63 gündür. Gebeliğin 5. haftasından sonra köpeğe ağır ve yorucu görev verilmemelidir. Gebe köpekler çok soğuk ve sıcaktan korunmalı, koşmalarına ve atlamalarına izin verilmemelidir. Ayrıca soğuk su, donmuş gıda, ekşimiş ve küflü gıdalar verilmemelidir. 

🔸Dişinin huzursuzluğu, iştah kaybı, vücut ısısının 37 dereceye düşmesi ve göğüslerinden sarımsı bir sıvının akması doğum anının yaklaştığını gösteren belirtilerden bazılarıdır. Gebe köpek genellikle çevrede topladığı bazı eşyalar ile önceden hazırladığı yerde doğumunu yapar.
 
🔸Yavrular birkaç dakika ile bir saat arasında değişen düzensiz aralıklarla gelirler. Köpeğin doğurma çabalarının boşa çıktığı açıkça anlaşılmadığı sürece telaşa gerek yoktur. Böyle bir durumla karşılaşıldığında Veteriner hekime başvurulmalıdır. 

🔹Doğum süresi 8 saat hatta daha da fazla sürebilir.
 

6. BESLENME

6.1. Gebe ve Laktasyondaki Köpeklerin Beslenmesi

Köpeklerde fötüs, uterus, plesanta ve memelerdeki en büyük gelişme toplam 9 hafta süren gebeliğin son üç haftasında meydana gelir. Gebeliğin ilk dört haftasında normal beslenmeye devam edilmeli, beşinci haftadan itibaren azar azar miktar arttırılmalıdır.
 
Fazla sayıda yavru taşıyan gebe Kangal köpeklerinde gebeliğin son 7 - 10 gününde iştahsızlık oluşabilmektedir.Gebelik süresince enerji gereksinimi ortalama % 20 artar. Gebelik ve doğum sırasında taze karaciğer, haftada iki - üç defa 15 - 30 gr miktarında verildiğinde oldukça etkili bir takviye yapılmış olacaktır.Keza protein düzeyinin % 2 - 4 oranında arttırılması yavrularında daha güçlü olmalarını sağlar.
 
🔸Süt salgısı 5. - 6. haftaya kadara artar, sonra azalır. Laktasyon döneminde normal bir süt verimi için ana optimum düzeyde beslenmelidir. Gıda alımı doğumdan sonra artarak, doğumdan 3 - 4 hafta sonra maksimuma ulaşır.

 6.2. Yavru köpeklerin Beslenmesi

🔸Yavrular 6 haftalıkken sütten kesilir yada analarından ayrılırlar. Ancak yavrular en az 6 - 7 aylık olana kadar süt verilmeye devam edilmelidir. Sütten kesme belli aralıklarla analarından uzaklaştırılarak yavaş yavaş yapılmalıdır. Bu yaştan önce dişler tam olarak gelişmediği için sert yiyeceklerden kaçınılmalıdır.

🔸Bununla birlikte ananın sütü yoksa veya yavru sayısı fazla ise eniklere ilave beslenme uygulanmalıdır. Bu amaçla; inek sütü, krema, yumurta sarısı, kemik unu ve vitamin takviyesi yapılabilir. Fakat bu işlem oldukça zahmetlidir. Zira sütün her öğünde taze olarak hazırlanması gerekir. Bunun yerine ticari yavru köpek mamaları, ılık suda eritilerek verilebilir.
Yavrular 3 haftalık olduklarında, ana sütüne veya süt ikamelerine ilaveten çeşitli yiyeceklere alıştırılmaya başlanır. Bu yiyecekler ilk önce lapa halinde olmalıdır. Ve yavaş yavaş et, karaciğer, kaynatılmış yumurta ile desteklenmelidir. Ayrıca, ticari yavru mamaları sütle ıslatılarak verilebilir.

🔸Yavrular sütten kesildikten sonra sindirilme derecesi ve biyolojik değeri yüksek protein, yeterli vitamin ve kalsiyum içeren, kalsiyum-fosfor oranı uygun olan maddelerle beslenmelidir.

6.3. Genç köpeklerin Beslenmesi

🔸Genç köpeklerde 3 aylık olana kadar günde 4 - 5 kere, 3 - 5 ay arasında 3 kere, 5 - 10 ay arasında 2 kere, daha sonra bir veya 2 kere mümkün olduğunca aynı saatlerde mama verilir. Büyüme çağındaki köpeklere ihtiyaçlarından fazla mama verilmemelidir. Çünkü çok hızlı büyüme iskelet bozukluklarına yol açabilir. Bunun için canlı ağırlık artışı düzenli olarak kontrol edilmeli ve büyüme oranına göre diyet düzenlenmelidir. Dokuz aylık yavruların günlük mama tüketimleri, ergin köpeklerinkinden yaklaşık % 10 fazladır.

6.4. Yetiskin Köpeklerin Beslenmesi

🔸Yetişkin Kangal köpekleri günde bir defa hep aynı saatlerde beslenmelidir. Orta boy bir köpek için yaklaşık 2 kg'lık bir diyet düzenlenir. Böyle bir diyetin yaklaşık 1/3 'ü et, 1/3 ü tahıl ve sebze karışımı 1/3'ü de su şeklindedir. Diyetin miktarı hayvanın canlı ağırlığına, kondisyonuna ve yaptığı işe göre ayarlanmalıdır. Örneğin köpek zayıf ise ya da fazla çalışıyorsa ilave olarak bir miktar süt, 1 yumurta, bir miktar sebze veya tahıl verilmelidir.
 
🔸Yetiskin köpeklerde halk arasında yal denilen arpa ununun sıcak su ile hamur haline getirilmesiyle elde edilen mamülden günde 2 kg kadar verilir. Buna ilaveten günde 25 gr. et, haftada 3 kere haşlanmış ve fazla sert olmayan kemik verilir.

7. GÜNLÜK BAKIM

🔸Özellikle dışarıdaki kulübelerde barındırılan, bekçilik gibi görev yapan köpeklerin, sağlığını korumak için Tımar denilen temizliğin her gün bir defa uygulanması gerekir.
 
🔸Köpek çok kirlenmemişse ayda bir kez yıkanmalıdır. Yıkama köpeğin kuyruğun- dan başlar, başına doğru devam eder. Bu sırada kulaklar ve göze sabun kaçmamasına dikkat edilmelidir. Kulaklar yıkama esnasında pamukla tıkanmalıdır. Bir köpeğin sağlığı bazı organlarına bakılarak kolayca anlaşılır.

🔸Hayvanların genel temizlik ve sağlık durumlarına rutin olarak bakılması ve gerek görüldüğü durumlara Veteriner Hekime gösterilip danışılmasi gerekmektedir.

KEDİLERDE ENTROPİYUM

KEDİLERDE ENTROPİYUM  Entropiyum, göz kapağının bir bölümünün içe doğru (göz küresine doğru) döndüğü, ters olarak konumlandığı g...