19 Ağustos 2021 Perşembe

HAYVANLARDA KAN GRUPLARI

HAYVANLARDA KAN GRUPLARI



1-) KEDİLERDE KAN GRUBU🐈


🔸Evcil dostlarımız olan kedilerin de, tıpkı insanlar gibi; çeşitli kan grupları olduğunu biliyormuydunuz ?  Kedilerde kan grupları A, B ve AB olmak üzere toplam 3 türde kan grubu vardır. 
🔸Kan nakillerinde; kedilerde kan grupları konusuna dikkat edilmelidir. Aksi durumlar, ölümle sonuçlanabilecek sorunlara sebep olabilmektedir.
🔸A ya da B kan grubundan olan kediler, birbirlerine hiçbir şekilde kan veremezler.
🔸AB kan grubu ise, genel alıcı kan grubudur. AB kan grubundaki kediler, A ve B kan grubundaki kedilerden kan alabilmektedir.

2-) KÖPEKLERDE KAN GRUBU🐕


🔸Köpeklerde kan grubu, kedilere göre daha karmaşıktır. Kanamalı kazalarda, şok, koma vb. gibi acil müdahale edilmesi gerekli olan bazı durumlarda, köpeğin kan grubunun bilinmesi önemlidir. Köpeklerde kan grupları kırmızı kan hücrelerinin yüzeyinde yer alan çeşitli moleküller tarafından belirlenmektedir. Dog eritrosit antijen (DEA) olarak adlandırılmış olan, en az 6 tipte kan grubu belirlenmiştir. Bu kan gruplarının içinde, köpekler için en önemli olarak kabul gören; DEA I.I grubudur.
🦮Kan grubu, DEA I.I negatif olan köpekler; üniversal donör olarak kabul edilir. Bu köpekler, köpeklerde kan grupları DEA I.I hem pozitif, hem negatif olan köpeklere kan verebilir. DEA I.I pozitif olan köpekler, yalnızca köpeklerde kan grupları DEA I.I pozitif olanlara kan verebilmektedir.🐕‍🦺

3. ATLARDA KAN GRUPLARI 🐴


🔸Atlarda, A, C, D, K, P, Q, U ve T olmak üzere 8 kan grubu sistemi vardır. Her kan-grubu sistemi içinde ise eritrosit membranlarındaki antijenlerin oluşmasından sorumlu çeşitli allerjik faktörler bulunur. 19 Ag bulunmaktadır.

4. KOYUNLARDA KAN GRUPLARI 🐑


🔸Şimdiye kadar yapılan araştırmalarda koyunlarda 30'dan fazla kan grubu faktörü tesbit edilmiş ve bunlar 7 kan grubu sistemi altında sınıflandırılmıştır (A, C, D, M, B, RO, X-Z).

5. SIĞIRLARDA KAN GRUPLARI 🐂


🔸Sığırlarda 11 kan grubu, 70 kan grubu faktörü vardır. Bu, sığırlarda kan gruplarının saptanması için, özel antikorlu 51 test serumunu gerektirir. 

6. KANATLI HAYVANLARDA KAN GRUPLARI 🐔🐓


🔸Kanatlılarda  7 kan grubu sistemi bulunmaktadır.

18 Ağustos 2021 Çarşamba

SU KAPLUMBAĞALARININ BAKIMI NASIL OLMALI ?

SU KAPLUMBAĞALARININ BAKIMI NASIL OLMALI ?

 
🔸Su kaplumbağaları, suda yaşayan ve zamanlarının çoğunu suda geçiren kaplumbağalardır. Bu durum onları, zamanlarının çoğunu karada geçiren kaplumbağalar olan kara kaplumbağalardan ayırır .

🔸Birçok farklı su kaplumbağası türü vardır ve her birinin yiyecek, sıcaklık, aydınlatma ve habitat açısından kendi ihtiyaçları farklıdır.

🔸Bununla birlikte, tüm su kaplumbağaları belirli ortak ihtiyaçları vardır. Tüm su kaplumbağalarının ihtiyaç duyduğu en önemli şeyler şunlardır:

1. Doğru Isı ve Aydınlatma
 
🔸Hem kuru bir alana hem de yüzebilecekleri kadar temiz suya sahip yeterince büyük bir alana ihtiyaç duyarlar. Yeterli ısısının ve aydınlık bir alanın olmasına dikkat edilmeli, çok sıcak ortamlarda  yaşayamazlar coksoguk ortamlarda kış uykusuna yatarlar. 
 

2. Kaplumbağanızı Besleme

🔸Kaplumbağalar için tam beslenme gereksinimleri türlere göre değişir. Doğru miktarda doğru besinler ile beslemelisiniz. Ancak herhangi bir su kaplumbağasını beslemekle ilgili bilmeniz gereken birkaç önemli şey var.

🔹Anlamanız gereken ilk şey, su kaplumbağalarının yemek için suda olmaları gerektiğidir çünkü yiyeceklerini yıkamak için suya ihtiyaçları vardır. Elinizden yiyecek alsalar bile, yutmak için yine de koşarlar veya suya atlarlar.

🔸Birçok bakıcı, kaplumbağaların yaşadıklarından ayrı bir tankta beslenmesini tavsiye eder. 
Bu, esas olarak tankı kirletebilecek artıkları önlemek içindir. Bunu genellikle kuru, yüzen yiyeceklerle yapmayın çünkü artıkları bir ağ ile toplamak yeterince kolay. Ayrıca, bazen tankta balıklar olduğunda artıkları topluyorlar. Ancak kaplumbağalara ağla toplaması zor olan pis yiyecekler verdiğinizde onları ayrı bir tankta besleyebilirsiniz.


🔹Anlamanız gereken ikinci şey, evcil kaplumbağanıza köpek maması, öğle yemeği eti, pizza ve benzerlerini besinleri vermememiz gerektiğidir. 

🔹Kaplumbağaların özel beslenme ihtiyaçları vardır ve yediklerinin çoğu bu ihtiyaçları karşılamak için tasarlanmış kaplumbağa yemi olmalıdır . Sahiplerinin beslediği hemen hemen her şeyi yemeleri muhtemel olsa da, yalnızca uygun bir diyet onları sağlıklı tutacaktır.

🔹Kaplumbağanızın diyetinin büyük kısmı kaplumbağalar için özel olarak yapılmış yiyecekler olmalıdır. Özel şirketler tarafından yapılan kaplumbağa maması eksiksiz, dengeli beslenme sağlar ve kaplumbağanızın diyetinin büyük bir parçası olmalıdır.

🔹Ancak hiç  bir kaplumbağa her zaman aynı şeyleri yemek istemez, bu yüzden zaman zaman kaplumbağa ödüllerinizi beslemenizde bir sakınca yoktur. Ayrıca yukarıda bahsedilen yiyeceklerden birkaçını satın alabilir ve bunları değiştirerek kaplumbağanızın her gün aynı yemeği yemekten sıkılmamasını sağlayabilirsiniz.

🔹Kaplumbağanızın türüne ve gelişim aşamasına bağlı olarak, balık, tuzlu su karidesi, ufalanmış katı yumurta sarısı, mysis karidesi, solucan veya kan kurdu gibi özel ikramlardan hoşlanabilirler; veya marul, escarole, elma, muz ve kavun gibi bitkisel gıdalar. Yine de tanka bütün bir meyva atmayın, onları küçük parçalar halinde verin. Kaplumbağanızın beğenip beğenmediğini görmek için küçük küçük yeni yiyecekler verin ve onları kaplumbağanın birkaç dakika içinde yiyeceğinden daha fazla beslemeyin.

 

2.1. Kaplumbağanızı Ne Sıklıkta ve Ne Kadar Beslemelisiniz?

Bu soru hakkında çok farklı görüşler var.

🔸Yavru kaplumbağaların (bir yaşına kadar) günde bir kez, genç yetişkin kaplumbağaların gün aşırı, daha büyük kaplumbağaların ise tankta onlar için yenilebilir bitkiler varsa günde bir beslenmesi gerekir. Arada atıştırmalık verilebilir.

🔹Diğerleri, her yaştan kaplumbağayı her gün beslemenin uygun olduğuna, ancak onları daha küçük porsiyonlarla beslemeniz gerektiğine inanıyor ve bazıları da kaplumbağaların 15 veya 20 dakikada yiyebilecekleri kadar beslenmesi gerektiğine inanıyor.

🔸Ancak tüm bakıcılar, kaplumbağanızı aşırı beslemenin yapabileceğiniz en kötü şeylerden biri olduğu konusunda hemfikirdir. Kaplumbağalar tıpkı insanlar gibi aşırı kilolu olabilir ve bu onlar için iyi değildir.

🔸Aslında bir kaplumbağa hobisi olarak öğrenmeniz gereken şeylerden biri de kaplumbağanızın yemek için yalvarmasını nasıl görmezden geleceğinizdir. Bu kulağa acımasız gelebilir, ancak kaplumbağalar, tankın yanından geçtiğinizi her gördüklerinde yiyecek için dilenmeyi çabucak öğrenen çok zeki hayvanlardır. Ancak aşırı yemek, kaplumbağalar için her türlü tıbbi soruna neden olabilir, bu yüzden onların dilenciliklerini görmezden gelmeyi ve onları yalnızca onlar için iyi olan yiyecekle beslemeyi öğrenmeliyiz.

🔸Görüyorsunuz, doğada kaplumbağalar "fırsatçı besleyicilerdir". Bu, yiyecek gördüklerinde, aç olsalar da olmasalar da onu yedikleri anlamına gelir. Bunun nedeni, vahşi doğada kaplumbağaların bir sonraki öğünlerini ne zaman yiyeceklerini bilmemeleridir, bu nedenle, tekrar yemeleri uzun zaman alırsa diye, ne zaman yiyecek bulabilirlerse yerler.

🔸Bu, vahşi doğada yaşayan kaplumbağalar için sorun değil çünkü aynı zamanda etrafta yüzerek, yırtıcılardan kaçarak ve yiyecek avlayarak çok fazla kalori yakarlar. Sınırlı egzersiz olanaklarına sahip oldukları bir tankta, aşırı beslenirlerse sadece şişmanlarlar.

Evcil kaplumbağaların onları besleyecek bakıcıları vardır, ancak yine de vahşi doğadaymış gibi davranırlar. Bu yüzden onları sadece ihtiyaçları kadar yiyecekle beslemek bize kalmış.

🔸Kaplumbağamı ne sıklıkla beslemeliyim sorusuna gelirsek eğer, genç kaplumbağalar her gün yemek yer; daha yaşlı kaplumbağalar, her evcil hayvanın kişisel iştahına bağlı olarak günlük veya gün aşırı beslenebilir.

2.2.Vitamin Takviyesi Nasıl Olmalı

🔸Uygun ısı ve aydınlatmaya sahip, iyi tasarlanmış bir habitatta yaşayan ve beslenmesi büyük ölçüde yüksek kaliteli kaplumbağa yemlerinden oluşan evcil bir kaplumbağa genellikle vitamin takviyesine ihtiyaç duymaz.

🔸Yüksek kaliteli kaplumbağa yemi , sağlıklı bir habitatta bulunan bir kaplumbağanın ihtiyaç duyduğu tüm vitamin ve mineralleri içermektedir.

🔸Ancak, kaplumbağaların iskelet sistemlerini ve kabuklarını inşa etmek ve korumak için yüksek miktarlarda ihtiyaç duyduğu şey kalsiyumdur

🔸Kaplumbağaların beslenmesine, yiyeceklerine takviyeler eklenerek kalsiyum eklenebilir.

⛑️ Hekimden Notu 1

 🔸Ticari bir yem ile beslenen kaplumbağa yemi ile beslenen kaplumbağalarda A vitamini eksikliği görülmez ama su kaplumbağalarında  bazen A vitamini eksikliği görülebilir. İlk görünür semptom şişmiş, kabarık gözlerdir. Eksiklik durumunda bir veteriner hekim A vitamini aşısı yapabilir veya kaplumbağalarınıza kendinizin uygulayabileceği kaplumbağalar için göz damlaları kullanabilirsiniz.

2.3. Yeni Başlayanlar İçin Su Kaplumbağası Beslemek


🔸Evinize yeni bir fert katmaya karar verdiyseniz ve tercihinizi su kaplumbağasından yana kullanmak istiyorsanız, bu sevimli aile ferdine narin bir bakım uygulamanız gerektiğini bilmeniz gerekir. 
🔸Su kaplumbağası alırken, genel olarak kırmızı yanaklı olarak tabir edilen red eared slider cinsi su kaplumbağalarının satıldığını göreceksiniz. Bu kaplumbağalar, ilk alındığında birkaç cm’lik boyutları ile adeta bebeklerdir, ancak iyi bir bakımla kaplumbağanızın 25-30 cm’ye kadar büyüdüğünü gözlemlemeniz mümkündür.

 🔸Su kaplumbağaları doğal ortamlarında 70 yıl kadar yaşayabilirler ancak ev ortamında bu süre kısalacaktır. Yine de uzun yıllar boyunca ailenizin bu yeni üyesi ile yaşayacağınızı unutmamalısınız.

3. Su Kaplumbağaları Nasıl Bir Akvaryumlarda Sahip Olmalı ?


🔸Kaplumbağaların temel ihtiyaçları, yüzebilecekleri alana sahip bir akvaryum ve diledikleri zaman üzerine çıkıp dinlenebilecekleri, vakit geçirebilecekleri kayalardır. Ancak bu kadarı, kaplumbağanızın hayatını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için elbette yeterli olmayacaktır. 

🔸Su kaplumbağanızın hasta olmaması için, suyun her zaman ideal bir sıcaklıkta kalması gerekir. Bu sıcaklık ortalama, 25-26 derecedir. Eğer su kaplumbağanızın suyu gereğinden soğuk olursa, hasta olabilir veya kış uykusuna yatabilir. İdeal su sıcaklığını sağlamak için, bir ısıtıcı ve termometre edinerek uygun şekilde akvaryumunuza yerleştirmelisiniz.

🔸Su kaplumbağaları, kabuklarının sağlığı açısından düzenli olarak güneşe çıkarılmalıdır. Günde ortalama 1,5 saat, 15-20’şer dakikalık periyotlarla güneşe çıkardığınız kaplumbağalarınızın dilediğinde su içinde olmasına ve fazla kurumamasına özen göstermelisiniz. Kağlumbağalarınızın güneş ışını ihtiyacını karşılamak için, güneşe çıkaramadığınız günlerde kullanmak üzere bir UV lambası edinmelisiniz. Ancak UV lambası kullansanız bile, güneşe her zaman ihtiyaç duyacağınızı bilmeniz gerekir.





4 Ağustos 2021 Çarşamba

ORMAN YANGININDAN ZARAR GÖRMÜŞ BİR DOSTUMUZU BULDUĞUNUZDA İLK YAPMANİZ GEREKENLER

ORMAN YANGININDAN ZARAR GÖRMÜŞ BİR DOSTUMUZU BULDUĞUNUZDA İLK YAPMANİZ GEREKENLER

1.Hangi dostumuz olursa olsun, yangın yerinden uzaklaştırmalısınız. Dostumuzun daha fazla duman solumaması için bölgeden uzaklaştırın.

2. Dostumuzu bulduğunuzda hızlıca bir kontrol edin yanık, açık yara var mı yok mu bir göz gezdirin. Yanık bölgesine asla dokunmayın. El ile temas etmemeye çalışın bir havlu yada bir kıyafete dostumuzu taşıyabilir ve sarabilirsiniz.

3. Dostumuzun üzerinde büyük yanıklı yaralar varsa üzerini lütfen pamuklu olan örtüler ile örtmeyin .

4. Dışarı sıcak olsa da, dostumuzun vücut ısının düşmemesi için sıcak ortam gereklidir. Dostumuzu çok soğuk ortama hemen almayın . Bulduğunuz dostumuzun etrafına lütfen buz aküleri koymayın soğuk banyo yaptırmayın.

5. Yanık bölgeyi ılık su ile yıkayın. Ama lütfen dostumuzu sürekli suya batırıp çıkartmayın.

6. Dostumuzun hareket etmesini kısıtlayın. Dostumuz illaki hareket edecek o can acısıyla ama çok fazla hareket etmesi bi o kadar canı yanması demektir. Dostumuzu Bir kutu yada bir kafese koyabilirsiniz.

7. Dostumuzun büyük yanıkları var ise etrafınızda var ise steril bir bezi ıslatıp yanik olan bölgeyi sarabilirsiniz.( Pamuklu olan bezler lütfen kullanmayın)

8. Dostlarımızın Bol temiz oksijen ve suya ihtiyaçları olacağını unutmayın.

 9.Yangından zarar gören hayvanın vücudundaki yanık bölgelere, yanık kremi de dahil olmak üzere hiçbir şey sürmeyin.

10. Hızlı bir şekilde dostumuzu en yakın veteriner kliniğine götürmeye çalışın.

11. Yangından etkilenen dostumuzu kesinlikle soğukta tutmayın. Onun sıcak bir ortamda bulunmasını sağlayın.


2 Ağustos 2021 Pazartesi

KEDİLER VE KÖPEKLERDE EPİLEPSİ KRİZLERİ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

 
KEDİLER VE KÖPEKLERDE EPİLEPSİ KRİZLERİ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ


EPİLEPSİ NEDİR?

🔸Nedeni bilinmeyen nöbetler şeklinde, belli aralıklarla ortaya çıkan krizlere  epilepsi denilip, tek bir hastalık olarak değerlendirilmemelidir. Beyne giden impulsların kısa devresi konvülsiyonlarla sonuçlanır. Konvülsiyon olarak adlandırılan nöbetler, beyinde fonksiyonel proçeslere yol açar.

🔸Kedi ve köpeklerde tüm yaşlarda epilepsi çıkabilir. Her ne kadar epilepsi krizinin insidansı, kedilerde %1 gibi düşük bir rakamla ifade edilse de, köpeklerde bu oran çok daha yüksektir. Problemler iki büyük grupta toplanır. Birincisi beyin problemleri diğeri beyin dışı problemler. 

1.Beyin problemlerinin neden olduğu epilepsi, idiopatik epilepsi diye bilinir. Genellikle 6 ay ile 2 yaşı arasındakilerde ortaya çıkar. Viral, bakteriyel, fungal, protozoonal, beyin enfeksiyonları, beyin dokusu dejenerasyonları, beyin ödemi(hidrosefalus), beyin tümörü, çarpmalar, beyin kanaması, kafa travmaları gibi nedenlerle şekillenir.

2. Beyin dışı problemlerin neden olduğu nöbetler ise; zehirlenmeler, karaciğer hastalığı, böbrek hastalığı, kalp hastalığı, kan şekeri düşüklüğü,enfeksiyon ve sinir- kas problemleri kaynaklı olabilir.

🔸Epileptik nöbetler, idiopatik ve edinsel diye de sınıflandırılır. Nedeni bilinmeyenler idiopatiktir. İdiopatik epilepsi genellikle kalıtımsal seyreder. Edinsel epilepside ise, hastalık kaynağı içsel değildir. Toksinler, enfektif mikroorganizmalar, travma gibi dış kökenlidir. Diğer kaynaklar; beyin yetersizliği, metabolik bozukluklar ve tümörlerdir.

🔸Yapılan bir çalışmada, ayda bir kezden fazla nöbet geçiren köpeklerin metabolik ya da enfeksiyöz kaynaklı epilepsi hastası oldukları bildirilmiştir. Cinsiyet ya da kısırlaştırmanın epilepsi üzerinde herhangi bir rolü yoktur.

🔸Genellikle, uzmanların görüşüne göre,

🔹1 yaşının altındakilerde konjenital, enfeksiyöz ve toksinlere bağlı epilepsi, 

🔹1-6 yaş arasındakilerde idiopatik epilepsi ve 

🔹6 yaşından büyüklerde; tümör, enfeksiyon ya da yangısal problemlere bağlı epilepsi ortaya çıkar. 

🔸Çalışmalar, orijin olarak köpek epilepsisinin insan epilepsisinden farklı olmadığını ortaya koymuştur.

🔸Bazı köpek ırklarında epilepsi genetiktir.

🔸Kedi epilepsi krizlerinin genel nedenleri; zehirlenmeler, araba çarpmaları sonucu kafa travmalarıdır. Ayrıca, felin leukemia virusu (FeLV), felin infeksiyöz peritonit (FIP), fungal enfeksiyonlar, kimyasal toksinler, beyin tümörleri, beyin travmaları, karaciğer bözukluğu, böbrek yetmezliği sayılabilir. 

🔸Olgunun nedenini tam olarak anlamak için kan serumu biyokimyasal profili, tam kan sayımı, idrar analizi, FeLV antijen testi ile tetkikler yapılmalıdır. 

🔸Elektroensefalogram (EEG) ile beyin dalgaları, kompüterize aksiyel tomografi (CAT), scan ve manyetik rezonans imaging (MRI) değerlendirilir. 
Felin immun yetmezlik (FIV) ve felin infeksiyöz peritonit (FIP), testleri yapılır.

🔸Beyin dokusu bozukluğu ile doğan kediler de olabilir. Onlar doğuştan epileptiktir. Köpeklerde olduğu gibi kedilerde de, idiopatik epilepsi olabilir. Bu genellikle 6 ay ile 3 yaş arasındakilerde görülür.

⛑️ Atlarda epilepsi daha seyrek görülür. Sığırlarda da görülebilir. Ancak, kuş, sürüngen ve tavşanlarda henüz belirlenmiş bir çalışma yoktur.

🔸Güncel araştırmalar, epilepsinin saf ırklarda olduğu gibi, melez ırklarda da olduğunu göstermiştir. Genetik faktörlerin en çok rol oynadığı ırk Belgian Tervuren olarak gösterilmiştir. Epilepsiye yatkın olan diğer ırklar; Beagle, Cocker Spaniel, Collie, Dachshund, German Shepherd, Golden Retriever, Saint Bernard, Siberian Husky, Wirehaired Terrier, tüm Podel’lar ve tüm Schnauzer’lerdir.

🔸Epileptik anne ve epileptik babadan doğan yavruların çoğunlukla epileptik olduğu bazı araştırmalarda görülmüştür.

🔸Saf ırklarda epilepsi insidansı % 15-20’dir. Bu aynı zamanda idiopatik epilepsi oranıdır. İlke olarak, epileptik köpek üretilmemelidir. 

⛑️ Epileptik dişi veya erkek derhal kısırlaştırılmalıdır.

UYARICI İŞARET VE SEMPTOMLAR NELERDİR?

🔸Kafa sallama, çiğneme,yalanma, vücut seyirmeleri gibi işaretler epilepsi öncesi ipuçlarıdır.

🔸Köpekler genellikle oturarak ya da yatarak nöbete girerler. Asla yan taraflarına düşmezler. Gözlerindeki dalgın bakışlar ile kısmi bilinç kaybı başlar. Büyük ve ağır nöbetlerde tam bir bilinç kaybı ve vücudun hareketsizliği görülür. Büyük nöbetlerin üç aşaması vardır :

1. Ruhsal Hal: 

🔸İnleme,sızlanma, titreme, birşeyden etkilenmiş gibi bir halde olma, merak, saklanma ya da kaçma gibi belirtiler ortaya çıkar. Nöbetten saatlerce önce veya birkaç saat önce görülebilir.

2. Nöbet zamanı :

🔸Kaslarda aniden katılaşma ve titreme başlar. Kaslardaki devinim hali tüm vücuda yayılır. 1-3 dakikada sonuçlanır.

3. Nöbet sonu: 

🔸Hayvan yorgundur. Karmaşıktır. Yanıtsızdır. Heyecanlıdır. Ağırlaşmıştır. Dışarı çıkmak isteyebilir.

🔸Ruhsal halin durumu, bir fırtına ve kasırga öncesi korkuda görülen durum, ya da tuhaf bir görüntü algılandığında hissedilen korku benzeri durumdur.

🔸Ruhsal hal her epileptik köpekte görülmeyebilir. Katılaşma, sertleşme, bilinç kaybı, işeme, salya, sarsıntı oluşturacak ani hareketler ve sonra eski durumu alma hali genel bulgulardır. Nöbet 1 ile 5 dakika arası değişebilir. Sonrası çöküntü ve yorgunluk halidir ve birkaç dakika veya birkaç saate kadar uzayabilir.

🔸Bunların dışında kısmi nöbetler de olabilir. Hareket vücudun bir bölümü ile sınırlıdır. Yüz seyirmeleri, bir bacağın hareketi, kas seyirmeleri gibi. Bunlara fokal nöbetler denir.

🔸Kısmi nöbetlerin kompleks olduğu nöbetlerde ise, sinek yakalama, histerik koşturmalar, saklanma, kusma, diyare, salivasyon, geçici körlük gibi fiziko - motor nöbetler görülür.

🔸Grup nöbetlerinde kısa bir süre içinde çoklu nöbetler görülür. Bunlara bilinçlilik eşlik eder.

🔸Bir başka durum, status epileptikusdur. Bu durumda nöbet, 30 dakikaya kadar uzayabilir. Ya da daha uzun olabilir. Bazen de kısa süreli çoklu nöbetler gözlenir. Bu da normal bilinçlilik hali içinde yaşanır. Eğer kontrol edilemezse ölümler görülebilir.

TANI

🔸Epilepsinin tanısı zordur. Parazitler, enfeksiyonlar, kan şekeri düşüklüğü, tümör, gibi olasılıklar elendikten sonra tanı konabilir. Yumuşak olan ve sık görülmeyen nöbetler için hemen ilaca başlamaktan sa, durumun gözlenmesi tavsiye edilir.
E.E.G ,epilepsi tanısında yetersizdir.


EPİLEPSİDE HOLİSTİK TEDAVİ

🔸Holistik doktorlara göre, alternatif ilaçların amacı, hayvanın vücudunun, kendi kendini onarmasını sağlamaktır. Geleneksel ilaçlar, vücudun kendi kendini iyileştirme sürecinde çalışmazlar. Alternatif tedavi, nöbetlerin ortaya çıkmaması için, kondüsyonu düzenler. Birçok epileptik evcik hayvan sahibi, alternatif tıbbın kapsadığı; diyet terapi, homeopati, herboloji ( bitkisel tedavi ) ve akupunktur teknikleri konusunda ne yazık ki bilinçsizdir.


🔸Epilepsi, geleneksel ve alternatif metotların her ikisinin kombinasyonu ile tedavi edilebilir. Geleneksel ilaçlar; fenobarbital, pirimidon, diazepam (valium) ve potasyum bromide gibi antikonvülsantlardır.

🔹Fenobarbital uzun süre kullanıldığında karaciğer hücrelerini yıkımlar. İlaç kullanımı kesildiğinde tremorlar, huzursuzluk ve nöbetlerin yeniden nüksü gibi durumlara yol açar.

🔹Pirimidon kedilerde kullanılmaz. Köpeklerde kullanılır. Pirimidon da karaciğer hasarına neden olur.

🔹Diazem, sadece devam eden nöbetler üzerine etkilidir. Koruyucu olarak kullanılmaz.

🔹Potasyum bromide de mide irritasyonu ve bulantıya neden olur. Ayrıca tüm antikonvülsanlar, duyarlılık ve uyanıklığı azaltır, letarji yapar. Bu ilaçlar, doğal terapötik ilaçlarla kullanıldığında, nöbetler azaldığında birkaç ay sonra dozaj olarak azaltılabilir. 

🔸Holistik tedavi, hastaları, daha sağlıklı hale getirip , yaşam süresini uzatmada , epilepsinin kontrolünde önemli rol oynar.


NÖBETLERİ ENGELLEYİCİ DOĞAL YÖNTEMLER

1. AKUPUNKTUR

🔸Vücudun spesifik noktalarına iğne batırılmasını ifade eder. 300’den fazla akupunktur noktası vardır. Veteriner hekimliğinde 100 nokta kullanılır. Genellikle tercih edilen 6-20 nokta arasındadır. Bu iğneler sinir liflerini uyarır ve vücuda ağrı kesici endorfin salgılatırlar. Endorfin, epilepsiyi durdurur, azaltır.

 🔸Bu uygulama bir yıl kadar sürdürülebilir. Böylece, ağrı rahatlatma etkisi ile nöbetler kontrol altına alınır.

🔸Akupunktur, tek başına kullanılabildiği gibi,ilaç tedavisi kesilmeden ek tedavi olarak da kullanılabilir.

2. DOĞAL DİYET

🔸Holistik doktorlar, epileptik hayvanlara ticari gıdaları değil, gıda boyası veya başka suni katkı maddeleri içermeyen evde hazırlanmış taze gıdaları önerirler. Beyin dokusunu irrite edebilecek maddelerin alınımının engellenmesi, epilepsiyi önler. Kedi köpek mamalarındaki kimyasal maddeler, beyindeki yangıyı şiddetlendirici etki yapabilirler.

🔸Epileptik insanlar için et yemeleri önerilmez. Etten kaçınmak epilepsiyi önler. Bu pet hayvanları için de geçerlidir. En az 3 ay uygulanacak bir vejeteryan diyetle, epilepsi üzerinde olumlu sonuçları görmek mümkündür. Kediler için tam bir vejeteryan diyet önerilmemekle birlikte, et oranı azaltılmış diyet iyi olur.

🔸Epilepsi hastaları için ayrıca hipoallerjik diyetler önerilir. Bunun için, pişirilmiş tavuk-pirinç kombinasyonu iyi bir seçimdir. Ya da düşük proteinli hipoallerjik diyetler olabilir. Hipoallerjik pet mamaları genellikle, tavuk ve pirinç, balık ve pirinç veya soya ve pirinç içerir.


DİYETTE YAĞ ORANI

🔸Epileptik hayvanların yüksek yağ oranlı diyetler beslesi tavsiye edilir. Kandaki yüksek yağ oranı, beyindeki sinir hücrelerinin uyarımını azaltır. Beyin kimyasına bağlı olarak nöbetler durur. Yüksek yağlı diyet, Omega 3 ve Omega 6 yağ asitlerinin bir kısmını içerir. Bu beynin yangılanma riskini azaltır.

🔸Ketojenik diyetler (K-diyet) yağ oranı yüksek diyetlerdir. Epileptik insanlar K-diyet uygulayarak gıda ilintili epilepsiyi kontrol altında tutabilirler. 

🔸Kedi, köpek sağlığında hiçbir diyet olumlu sonuç sağlamıyorsa, ketojenik diyet son çare olabilir. Ketojenik diye düşünülüyorsa, lesitin ve kolin gibi besinler diyete ilave edilmelidir. 

🔸 Yeterince beslenememiş vücutta, sinir kılıfları ayrılır, çünkü vücut bu koruyucu dokuyu rejenere edemez. Sinir kılıfları için lesitin, esansiyel önem taşıyan bir besindir. Sadece lesitin değil esansiyel vitamin ve mineral maddeler de diyete ilave edilmelidir.

3. ANTİOKSİDANLAR

🔸Sadece doğal pet gıdaları değil, özel besinsel takviyelerle de epilepsi kontrol edilebilir. C vitamini, E vitamini gibi antioksidanlar hastalıklarla savaşan ve immun sistemi koruyan takviyelerdir.

🔸Daha önce de açıklandığı gibi epilepsi nöbetleri , sinir sistemi ve beynin yangılanma proçesinden başka bir şey değildir. Güçlü ya da zayıf immunite, epileptik semptomların sonuçlarını etkiler. Örneğin, sinir sisteminin küçük bir yangısı, baş ağrısını tetikler. Bu ise büyük bir nöbete neden olabilir.

🔸İyi vitamin ve mineral madde programları ile nöbetler azaltılabilir. Özellikle epileptik hastalarda çoklu mineral madde ve vitamin takviyeleri gereklidir.

4. B 6 VİTAMİNİ

🔸Epilepsiyi azaltan başka esansiyel vitaminler de vardır. Uzun zamandan beri bilindiği gibi, B 6 vitamini eksikliği memeli türlerinde nöbetlere neden olur.
⛑️ Köpekler de insanlar gibi memeli bir türdür.

⛑️Niacinamid, B6 vitaminlerinin bir çeşididir. Bir olguda, epileptik bir Podel’a, haftada bir 25 mg niacinamid verilerek nöbetler bitirilmiştir.

5. BİTKİSEL TEDAVİ

🔸Herbal yani bitkisel ilaçlar, doğanın otlarından derive edilirler. Tarihsel olarak tedavide bitkilerin kullanımı, farmakolojik ilaçlardan daha eskiye dayanır. Sinir sistemini güçlendiren otlar epilepsi kontrolünde kullanılırlar. Epilepsi tedavisi açısından önem taşıyan önemli üç bitki vardır. Bunlar,

1- Valerian (kedi otu kökünde bulunur)
2- Takke otu 
 3- Yulaf samanı

🔸Valerian, sedatif etkilidir. Beyin merkezini etkiler. Antikonvülsif etki yapar. Güvenli bir tedavi sağlar. 

🔸Takke otu, sinir gerginliğini ve sinirsel ağrıları azaltır. 

🔸Yulaf samanı ile beslemek, yumuşak, sedatif bir etki ile, sinir fonksiyonlarını ve beyni geliştirir. 

🔸Postadrenalin anksiyetesinde konvülsif nöbetlerden sonra bu tarz beslenme faydalıdır. Bu üç bitkinin birlikte kullanımı epilepside olumlu sonuç sağlar.

6. HOMEOPATİ

🔸Homeopatik ilaçlar, sağlam birisine verildiğinde, hastalık belirtilerine neden olan bir madde, aynı zamanda aynı bulguları taşıyan hasta birine verildiğinde iyileştirici etki sağlar. Örneğin, ısırgan otu dokunulduğunda deri tahrişi ve kaşıntıya neden olur. Homeopatik ilaç olarak hazırlandığında ise kaşıntılı deri tahrişlerini iyileştirir.

🔸Epilepsili hastalarda nöbetlere neden olan şey bilinmediğinden , homeopatik ilaç olarak hazırlanmış tek bir reçete de yoktur. Hastanın durumuna göre birçok homeopatik ilaç birden kullanılabilir. Epilepsili hastanın semptomlarına uygun homeopatik ilaç bulunduğunda başarılı olunabilir.

🔸Homeopatik ilaç doğru seçildiğinde hasta tedaviye çabuk yanıt verir. Homeopatik ilaçların diğer ilaçlar gibi, istenmeyen yan etkileri yoktur.

EVDE NELER YAPILABİLİR

🔻Epilepsi hastaları için azaltılmış stres , detokslanma kürü ve egzersiz önerilir.

🔻Aşı veya başka bir sebeple veteriner kliniğine gitmek, aşırı deri kaşıntısı, aileye yeni bir bebek katılması ya da eve yeni bir köpek alınması gibi psikolojik , fiziksel ve duygusal faktörler epilepsili hayvanda büyük hasar yaratabilir. 
Seyahat, uyku düzeninin değişmesi gibi günlük rutinin değişmesi nöbetleri tetikleyebilir. Hayvanın hayatında stres yaratabilecek değişikliklerden kaçınmak gerekir. 

🔻Yemek saatleri, egzersiz saatleri hep aynı tutulmalıdır

🔻Evden ayrılmadan önce; giyinme hazırlıkları, ışıkları söndürmek, anahtarın sesi gibi durumlar hayvana stres yükler. O nedenle bu ve benzer genel davranışlar yapılmamalı hatta mümkünse farklı bir kapıdan çıkılmalıdır. Böylece köpeğin endişesi azaltılır. Dönüldüğünde de, sakin davranılıp, strese bağlı nöbet çıkma olasılığı kontrol altında tutulabilir.

🔻Nöbet öncesi korku , hayvan davranışında büyük rol oynar. Köpek sahibine doğru korku içinde koşar. Bu durumda sakin davranıp, yumuşak bir ton ile köpekle konuşmak onu rahatlatır. Epileptik köpeklerde duygular, nöbetler üzerinde büyük rol oynar.

🔻Epilepsi hastası köpek; sigara dumanından, araba egzosundan, doğal olmayan antiparaziter spreylerden, kimyasal içeren tasma ve banyolardan, renkli televizyondan, mikrodalga fırından ve sinir sistemine etkili tüm uyaranlardan uzak tutulmalıdır.

🔻Yıllık ya da periyodik aşılamaların bile epilepsiyi şiddetlendirdiğine ilişkin yayınlar vardır. Aşıların içeriklerindeki proteinin, organizmaya karşı bir reaksiyon yaratarak , allerjik ensefaliti tetiklediği ve düşük dereceli bir beyin yangısına sebep olduğu bildirilmiştir. Aşı sonrası yan etkileri gidermede homeopatik bir ilaç olan Thuja occidentalis kullanımı ile epileptik nöbetler engellenebilir. ⛑️

🔻Koşu, yüzme, yürüyüş epileptik nöbetlerin çıkış sıklığını azaltır. Çünkü, düzenli fiziksel aktivite sinirsel enerjiyi yükseltir. Egzersizin, sedatifler gibi, sinir sistemini sakinleştirici etkisi vardır. Spor aktiviteleri, hayvanın kondüsyonunu sağlıklı tutar. Egzersiz, immun sistemi güçlendirir. Epileptik kedi ve köpeklerin ,egzersizden büyük fayda sağladığı görülmüştür. Koşmak, sonrasında doğal trankilizan alınmışçasına etki yapar. Epilepsili köpekler, hergün 20 dakika egzersiz yapmalıdırlar. Ne yazık ki, köpeklerin %75’i egzersiz mahrumudurlar.

YENİ İLERLEMELER

🔸Son yıllarda, geleneksel ilaçların dışında, alternatif tedavileri de içine alan, yeni  medikasyonlar epilepsi tedavisinde kullanılmakta, hatta ilaçsız sadece holistik tedaviler sıklıkla uygulanmakta ve iyi sonuçlar alınmaktadır.

🔸Genellikle, geleneksel ilaç kullanımının pozitif görünümü tedaviye öncelik sağlasa da, alternatif tedavileri araştıranlar, zamanla  antikonvülsif , barbitürat gibi ilaçlardan yan etkileri yüzünden vazgeçmektedirler. Kedi, köpeklerinde holistik yöntemlerle tedaviye yönelenler genellikle , kendi hastalıklarında da holistik yöntemleri tercih eden kişilerdir.


🔸Güven, epilepsi tedavisinde başarı getiren bir faktördür. Epilepsi hastası nöbet sırasında kendine zarar vermesin diye önlem almak gerekir. Sakin bir sesle nöbet geçiren hayvanla konuşulur. Hasta yerde tutulur. Koltuk masa gibi mobilyalara çarpması önlenir. Tasma ve zinciri boynundan çıkarılıp boğulması önlenir. Nöbet sırasında köpeğin ağzına dokunulmamalıdır çünkü, çene kaslarına sahip olamadığından ısırabilir.

🔸Köpekler dillerini yutmazlar. O yüzden ağızlık takmaya gerek yoktur. O sırada ilaç içirilmeye çalışılmamalı ve dili tutulmaya çalışılmamalıdır. Hasta sahibinin bilinçli olması gereklidir. Köpek ,nöbet sırasında çiş ya da kaka yapabilir. Çoğunlukla nöbetler, 60 saniyeden az sürer. Bu hayatı tehdit edecek bir süre değildir. Fakat nöbetler 5 dakikadan sık tekrarlıyorsa ve nöbetler arası bilincin kazanılması mümkün olmuyorsa, derhal veteriner kliniğine götürülmesi gereklidir.

🔸Nöbetlerin zamanı ve süresi not edilmelidir. Veterin hekimin önerileri dikkatle dinlenmelidir. İlaç tedavisi ve dozajı veteriner hekime danışılmadan değiştirilmemelidir. Sabırlı olmak gerekir. 


26 Temmuz 2021 Pazartesi

KEDİ DOSTUNUZ SİZE NEDEN KÜSER

KEDİ DOSTUNUZ SİZE NEDEN KÜSER


🔸Her bir kedinin karakteri farklıdır ve Kediler aynı zamanda çok da alıngandırlar. Peki arkasını dönüp oturan, en içten pisi pisi seslenişlerinizi karşılıksız bırakan dört ayaklı kankanız acaba size neden küsmüştür? Aslında her kedinin alışkanlıkları, huyları, sevdiği ve sevmediği şeyler farklı olduğundan küsme nedenleri de farklıdır. Ayrıca aynı kedi birçok nedenle de size küsebilir. Bakalım kediler neden küser sorusunun cevapları nelermiş?

1. UZUN SÜRE YANLIZ BIRAKILMAK


🔸Kediler yalnızlığı ve yalnız kalmayı severler ama bu yalnız bırakılmaktan hoşlandıkları anlamına gelmez. Kedilerde küsme en çok uzun saatler boyunca evde yalnız bırakılan pisilerde görülen bir durumdur. Eğer eve geldiğinizde kediniz sizi karşılaşmıyorsa bilin ki size küsmüştür ve bence bunda da sonuna kadar haklı.

2. AZARLANMA 

🔸Kediler için azarlanmak son derece dramatik bir durumdur. Kediler azarlanmayı hiç sevmezler, zaten kim sever ki? 🙂 Kedinizi azarladığınızda alınabilir ve bunun neticesinde size darılıp küsebilir, arkasını size dönüp bir duvara saatlerce bakabilir ve somurtabilir.

 3. MAMA BEĞENMEME

🔸Kedilerin sofistike canlılar olduğunu ve özellikle de mama konusunda son derece hassas olduğunu hepimiz biliyoruz. Kediler mama değişimi nedeni ile de küsebilirler. Özellikle de sağlık koşulları nedeni ile normal mamalardan daha lezzetsiz olan diyet mamalara geçen kedilerde küsme ile sık karşılaşılır. Ancak böyle bir durumda kedinizin sağlığını düşünerek küsse bile veterinerin önerisi olan mamayı kullanmaya devam etmeniz şart. 

4. BİRİNE GECİCİ OLARAK EMANET ETME

🔸İşte kedileri en çok küstüren durumların başında bu olay gelir; birine emanet edilme. Tatile çıkarken hemen hepimiz kedimizi ona iyi bakacağından emin olduğumuz birilerine emanet ederiz, ancak kedimize yokluğumuzda ne kadar iyi bakılırsa bakılsın o onu terk ettiğimizi düşünür ve kalbi inanılmaz derecede kırılır. İşte bu nedenledir ki tatilden döndüğünüzde özlemiyle yanıp kavrulduğunuz kediniz size uzunca bir süre yüz vermez. Onun gönlünü kazanmak sizin göreviniz ve bu kolay bir görev değil, günlerinizi alacak bir görev.

5. EVE BAŞKA BİR KEDİ / HAYVAN TADA İNSAN GELMESİ 


🔸Kedileri küstüren şeylerden biri de eve başka bir kedi, hayvan ya da insanın gelmesi daha doğrusu eve taşınmasıdır. Bu durum hem kedinin düzenini bozduğu hem de kıskanmasına neden olduğu için kedilerin küsmesi ile sonuçlanabilir. Böyle bir durumla karşılaştığınızda kedinizle yeteri kadar ilgilenip eve yeni gelen canlının ondan daha çok sevilmediğini, kendisinin hala çok değerli olduğunu hissettirmeniz küskünlüğünün geçmesini sağlamakta size yardımcı olabilir.

6. YERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ / YENİ BİR YERE TAŞINMAK

🔸Kediler hep monoton düzene alışkınlardırlar. Yeni düzene alışma sevmeyip alışmaları biraz zaman alabilir. Bu alışma sürecinde size karşı küslük ve ainganlik gösterebilirler.

7. ŞİDDET / DAYAK ❌

🔸Şidettin hiçbir türü hayvanlara uygulanmamalı. Ne yazık ki yok desek bile araştırmalarda kedi, köpek evcil hayvan besleyenlerin %10 ' nun evcil hayvanlarina şiddet uyguladığı bir gerçegini yok edemez. Şiddet görmüş hayvan içine kapanmaya sahibinden uzaklaşmaya, yemek yememeye başlayacaktır. Şiddet görmüş hayvan eski canlılığını kaybedecek ve sürekli korku içinde olup  haklı olarak kendini korumaya alacaktır. O kadar haklı olarak yapar ki bunu  ben olsam o hayvan sahibini ısırıklara boğar ve evden kaçardim. ( Ne yazık ki bu davranış şiddet eğilimli hayvan sahibini  daha fazla kizmasina neden olacaktır ) 

❌❌❌⛑️ Kedi, köpek veya evcil dostlarımıza şiddetin hiçbir türünü yaşatmamaliyiz.
Öğrenmesi için , çişini kakasını yapmaması için, yemeğini yemesi için, birşeylerin üstüne çıkmaması için vb. Durumların önüne geçmek için onlara şiddetin hiçbir türünü yaşatmamalıyız.
Şiddet uyguladığımız hayvanın bu durumları bu sefer korkusundan yapacağını ve şiddet uygulayan kişinin daha çok sinirleneceğini ve daha fazla şiddet uyguladığı ne yazık ki bir gerçek. Bu yüzden hayvan dostlarımıza birşeyleri yapmamasını bazı eğitimler ile öğretilir, yada yüksek sesle " hayır, yapma, şişt " gibi sesler ile ikaz edebiliriz . 

22 Temmuz 2021 Perşembe

HAMSTER BESLERKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

HAMSTER BESLERKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Hamsterlar birçok insan için mükemmel evcil hayvanlardır. Çok fazla dikkat gerektirmezler, tekerlekleri üzerinde yeterince egzersiz yaparlar ve sevimli, sevimli ve tutması hoşturlar. Bazı çocuklar için mükemmel bir başlangıç ​​evcil hayvanı olabilirler.

Ne yazık ki, hamsterlar bakım talimatlarıyla gelmiyor. Bir hamstera bakmak zor olmasa da, bir hamsterı evcil hayvan olarak beslerken neyle karşı karşıya olduğunuza dair en azından temel bir anlayışa sahip olmanıza yardımcı olur.


1. Dişi ve Erkeğin aynı yuvayı paylaşmaması gerekir. Dişi ve erkek hamsterın aynı yuvayı paylaşması ailenin fazlasıyla büyüyeceği anlamına gelir.

2. Bir hamster, küçük bir çocuk için mükemmel bir evcil hayvan gibi görünebilir, ancak durum böyle değil. Dikkatli, nazik kullanım gerektirirler, ısırabilirler ve genellikle küçük ellerde kendilerini güvende hissetmezler.

3. Hamsterlar sık sık çiftleşir ve dişi hamster kısa aralıklarla doğum yapabilir. Ayrıca, dişi hamster tek bir doğumda 21 yavru dünyaya getirebilir.

4. Hamsterinizin ister blok ister kuru mama olsun, her zaman bir kase veya tabakta servis edildiğinden emin olun. Hamsterler aksi halde yataklarını yutabilir ve bu ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.


5. Hamsterınız, kedi kumu, mısır koçanı, kalın çam ve sedir talaşından hazırlanan yataklardan fazlasıyla rahatsız olur. Bu sebeple onlara bu tarz yataklar vermemeilisiniz.

6. Hamsterlar artık yemek yemeyi sevmezler. Optimum beslenme için, evcil hayvanınızın mama kabının yaklaşık dörtte üçünü dolu tutun ve mamasını günlük olarak değiştirin.


7.  Kemirgen dostlarımızın sağlıklı ve dengeli beslenmesi konusunda dikkatli olunmalıdır.Onlar için hangi besinlerin zararlı olduklarına bakıp araştırıp besin listesini oluşturmanızda fayda var. Ayrıca, dostunuz bazı besinleri yanağında depolayabilir. Yani keskin ve sivri parçalı besinleri vermekten kaçınmanız gerekmektedir.

8. Hamsterler kendilerini tımar ederler ve bunu genellikle günde bir defadan fazla yaparlar. Evcil hayvan hamsterinizin bakım uygulamalarını yıkamaya, taramaya veya başka bir şekilde tamamlamaya gerek yoktur.

9. Onlara daha fazla yemek vermek onları olumlu etkilemez aksine obeziteye kadar götürebilir. Genellikle dostumuzun yeteri kadar beslenemediğini, doymadığını düşünürüz ve hamsterımızı daha fazla beslemeye çalışırız. Bu durum kemirgen dostunuzun gereğinden fazla kilo almasına ve ardından obeziteye yakalanmasına neden olacaktır. Bunu önlemek amacı ile daha dengeli bir beslenme düzeni oluşturmalısınız.

10. Dişlerini meşgul edecek hiçbir şeyi olmayan bir hamster kafesini veya muhafazasını çiğnemeyi seçebilir. Evcil hayvan dükkanları, sadece hamsterlar için yapılmış özel çiğneme oyuncakları ve bloklar sunar.



11. Kafes ortamını geniş tutmak onların psikolojisinin iyiye gitmesi açısından önemlidir. Çok hareketlidirler. Koşarlar, kazarlar ve yeni yerler keşfederler. Her ne kadar kafes ortamında bu aktivitelerin hepsini yapamayacak olsalar da, dostlarımız doğru boyutlardaki kafeslerde son derece mutlu, huzurlu olacak ve aktivitelerini sağlıklı bir şekilde gerçekleştireceklerdir. Ancak, dar kafesteki bir hamster son derece sağlıksız, mutsuz olacak ve gün geçtikçe psikoljisi bozulacaktır.


12. Enerjilerini bir şekilde atmaları gerekir ve bu durum için en güzel çözüm bir hamster tekerleği olur. Bu sayede hamsterınız hem fazla enerjisini atacak hem de aktivitesini tamamlamış olacaktır. Tekerlek seçimi yaparken hayvanınızın boyutunu dikkate alın ve büyük tekerlekler tercih etmeye bakın. Küçük tekerlekler, hamsterınızın iskelet sistemine (omurgasına) zarar verecektir.


13. Aldığınız ürünün kalitesine bakın. Doğru ürün ile yapılmayan kafesler, su kapları, mama kapları ve oyuncaklar dayanıklı değildir ve hamsterınızın diş darbelerine maruz kalabilir. Bu durum ciddi yaralanmalara sebebiyet verebilir.
Hamsterlar sağlık konusunda oldukça hassastır ve dostunuzun sağlığı hijyenik bir kafesten geçer. Bu nedenle kafes, kafesin zemini, kafes aparatları sık sık temizlenmelidir. Ayrıca, hamsterlar kendilerini temizleyebilen canlılardır. Bu nedenle zorunda kalmadıkça dostunuzu yıkamamanız daha iyi olacaktır.


14. Onlara kafes dışında da hareket alanları sağlamalısınız. Hamsterların kafes dışında da aktif olması gerekir. Eviniz hamsterınız için güzel bir aktivite alanı olacaktır. Dostunuz ev içinde koşup yeni yerler keşfedecektir. Ancak, bu keşif sırasında kemirgen dostunuzu bekleyen tehlikelerde vardır. Dostunuz bulduğu her şeyi kemirme potansiyeline sahiptir ve elektrik kabloları, prizler de bunlara dahildir. Aktiviteden önce hamsterınız için tehdit oluşturacak nesneleri ortadan kaldırmayı unutmayın!


15. Görünür sağlığı ne olursa olsun, evcil hayvan hamsterını yılda bir kez veteriner hekiminize götürmek en iyi uygulamadır. Dikkat edilmesi gereken sağlık sorunları arasında ayaklarında yaralar, idrarda kan, iştahsızlık, gevşek dışkı, aşırı büyümüş ön dişler, kürkünde kel yamalar, hırıltılı solunum ve burun akıntısı sayılabilir.

KEDİLERDE ENTROPİYUM

KEDİLERDE ENTROPİYUM  Entropiyum, göz kapağının bir bölümünün içe doğru (göz küresine doğru) döndüğü, ters olarak konumlandığı g...