4 Ağustos 2021 Çarşamba

ORMAN YANGININDAN ZARAR GÖRMÜŞ BİR DOSTUMUZU BULDUĞUNUZDA İLK YAPMANİZ GEREKENLER

ORMAN YANGININDAN ZARAR GÖRMÜŞ BİR DOSTUMUZU BULDUĞUNUZDA İLK YAPMANİZ GEREKENLER

1.Hangi dostumuz olursa olsun, yangın yerinden uzaklaştırmalısınız. Dostumuzun daha fazla duman solumaması için bölgeden uzaklaştırın.

2. Dostumuzu bulduğunuzda hızlıca bir kontrol edin yanık, açık yara var mı yok mu bir göz gezdirin. Yanık bölgesine asla dokunmayın. El ile temas etmemeye çalışın bir havlu yada bir kıyafete dostumuzu taşıyabilir ve sarabilirsiniz.

3. Dostumuzun üzerinde büyük yanıklı yaralar varsa üzerini lütfen pamuklu olan örtüler ile örtmeyin .

4. Dışarı sıcak olsa da, dostumuzun vücut ısının düşmemesi için sıcak ortam gereklidir. Dostumuzu çok soğuk ortama hemen almayın . Bulduğunuz dostumuzun etrafına lütfen buz aküleri koymayın soğuk banyo yaptırmayın.

5. Yanık bölgeyi ılık su ile yıkayın. Ama lütfen dostumuzu sürekli suya batırıp çıkartmayın.

6. Dostumuzun hareket etmesini kısıtlayın. Dostumuz illaki hareket edecek o can acısıyla ama çok fazla hareket etmesi bi o kadar canı yanması demektir. Dostumuzu Bir kutu yada bir kafese koyabilirsiniz.

7. Dostumuzun büyük yanıkları var ise etrafınızda var ise steril bir bezi ıslatıp yanik olan bölgeyi sarabilirsiniz.( Pamuklu olan bezler lütfen kullanmayın)

8. Dostlarımızın Bol temiz oksijen ve suya ihtiyaçları olacağını unutmayın.

 9.Yangından zarar gören hayvanın vücudundaki yanık bölgelere, yanık kremi de dahil olmak üzere hiçbir şey sürmeyin.

10. Hızlı bir şekilde dostumuzu en yakın veteriner kliniğine götürmeye çalışın.

11. Yangından etkilenen dostumuzu kesinlikle soğukta tutmayın. Onun sıcak bir ortamda bulunmasını sağlayın.


2 Ağustos 2021 Pazartesi

KEDİLER VE KÖPEKLERDE EPİLEPSİ KRİZLERİ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

 
KEDİLER VE KÖPEKLERDE EPİLEPSİ KRİZLERİ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ


EPİLEPSİ NEDİR?

🔸Nedeni bilinmeyen nöbetler şeklinde, belli aralıklarla ortaya çıkan krizlere  epilepsi denilip, tek bir hastalık olarak değerlendirilmemelidir. Beyne giden impulsların kısa devresi konvülsiyonlarla sonuçlanır. Konvülsiyon olarak adlandırılan nöbetler, beyinde fonksiyonel proçeslere yol açar.

🔸Kedi ve köpeklerde tüm yaşlarda epilepsi çıkabilir. Her ne kadar epilepsi krizinin insidansı, kedilerde %1 gibi düşük bir rakamla ifade edilse de, köpeklerde bu oran çok daha yüksektir. Problemler iki büyük grupta toplanır. Birincisi beyin problemleri diğeri beyin dışı problemler. 

1.Beyin problemlerinin neden olduğu epilepsi, idiopatik epilepsi diye bilinir. Genellikle 6 ay ile 2 yaşı arasındakilerde ortaya çıkar. Viral, bakteriyel, fungal, protozoonal, beyin enfeksiyonları, beyin dokusu dejenerasyonları, beyin ödemi(hidrosefalus), beyin tümörü, çarpmalar, beyin kanaması, kafa travmaları gibi nedenlerle şekillenir.

2. Beyin dışı problemlerin neden olduğu nöbetler ise; zehirlenmeler, karaciğer hastalığı, böbrek hastalığı, kalp hastalığı, kan şekeri düşüklüğü,enfeksiyon ve sinir- kas problemleri kaynaklı olabilir.

🔸Epileptik nöbetler, idiopatik ve edinsel diye de sınıflandırılır. Nedeni bilinmeyenler idiopatiktir. İdiopatik epilepsi genellikle kalıtımsal seyreder. Edinsel epilepside ise, hastalık kaynağı içsel değildir. Toksinler, enfektif mikroorganizmalar, travma gibi dış kökenlidir. Diğer kaynaklar; beyin yetersizliği, metabolik bozukluklar ve tümörlerdir.

🔸Yapılan bir çalışmada, ayda bir kezden fazla nöbet geçiren köpeklerin metabolik ya da enfeksiyöz kaynaklı epilepsi hastası oldukları bildirilmiştir. Cinsiyet ya da kısırlaştırmanın epilepsi üzerinde herhangi bir rolü yoktur.

🔸Genellikle, uzmanların görüşüne göre,

🔹1 yaşının altındakilerde konjenital, enfeksiyöz ve toksinlere bağlı epilepsi, 

🔹1-6 yaş arasındakilerde idiopatik epilepsi ve 

🔹6 yaşından büyüklerde; tümör, enfeksiyon ya da yangısal problemlere bağlı epilepsi ortaya çıkar. 

🔸Çalışmalar, orijin olarak köpek epilepsisinin insan epilepsisinden farklı olmadığını ortaya koymuştur.

🔸Bazı köpek ırklarında epilepsi genetiktir.

🔸Kedi epilepsi krizlerinin genel nedenleri; zehirlenmeler, araba çarpmaları sonucu kafa travmalarıdır. Ayrıca, felin leukemia virusu (FeLV), felin infeksiyöz peritonit (FIP), fungal enfeksiyonlar, kimyasal toksinler, beyin tümörleri, beyin travmaları, karaciğer bözukluğu, böbrek yetmezliği sayılabilir. 

🔸Olgunun nedenini tam olarak anlamak için kan serumu biyokimyasal profili, tam kan sayımı, idrar analizi, FeLV antijen testi ile tetkikler yapılmalıdır. 

🔸Elektroensefalogram (EEG) ile beyin dalgaları, kompüterize aksiyel tomografi (CAT), scan ve manyetik rezonans imaging (MRI) değerlendirilir. 
Felin immun yetmezlik (FIV) ve felin infeksiyöz peritonit (FIP), testleri yapılır.

🔸Beyin dokusu bozukluğu ile doğan kediler de olabilir. Onlar doğuştan epileptiktir. Köpeklerde olduğu gibi kedilerde de, idiopatik epilepsi olabilir. Bu genellikle 6 ay ile 3 yaş arasındakilerde görülür.

⛑️ Atlarda epilepsi daha seyrek görülür. Sığırlarda da görülebilir. Ancak, kuş, sürüngen ve tavşanlarda henüz belirlenmiş bir çalışma yoktur.

🔸Güncel araştırmalar, epilepsinin saf ırklarda olduğu gibi, melez ırklarda da olduğunu göstermiştir. Genetik faktörlerin en çok rol oynadığı ırk Belgian Tervuren olarak gösterilmiştir. Epilepsiye yatkın olan diğer ırklar; Beagle, Cocker Spaniel, Collie, Dachshund, German Shepherd, Golden Retriever, Saint Bernard, Siberian Husky, Wirehaired Terrier, tüm Podel’lar ve tüm Schnauzer’lerdir.

🔸Epileptik anne ve epileptik babadan doğan yavruların çoğunlukla epileptik olduğu bazı araştırmalarda görülmüştür.

🔸Saf ırklarda epilepsi insidansı % 15-20’dir. Bu aynı zamanda idiopatik epilepsi oranıdır. İlke olarak, epileptik köpek üretilmemelidir. 

⛑️ Epileptik dişi veya erkek derhal kısırlaştırılmalıdır.

UYARICI İŞARET VE SEMPTOMLAR NELERDİR?

🔸Kafa sallama, çiğneme,yalanma, vücut seyirmeleri gibi işaretler epilepsi öncesi ipuçlarıdır.

🔸Köpekler genellikle oturarak ya da yatarak nöbete girerler. Asla yan taraflarına düşmezler. Gözlerindeki dalgın bakışlar ile kısmi bilinç kaybı başlar. Büyük ve ağır nöbetlerde tam bir bilinç kaybı ve vücudun hareketsizliği görülür. Büyük nöbetlerin üç aşaması vardır :

1. Ruhsal Hal: 

🔸İnleme,sızlanma, titreme, birşeyden etkilenmiş gibi bir halde olma, merak, saklanma ya da kaçma gibi belirtiler ortaya çıkar. Nöbetten saatlerce önce veya birkaç saat önce görülebilir.

2. Nöbet zamanı :

🔸Kaslarda aniden katılaşma ve titreme başlar. Kaslardaki devinim hali tüm vücuda yayılır. 1-3 dakikada sonuçlanır.

3. Nöbet sonu: 

🔸Hayvan yorgundur. Karmaşıktır. Yanıtsızdır. Heyecanlıdır. Ağırlaşmıştır. Dışarı çıkmak isteyebilir.

🔸Ruhsal halin durumu, bir fırtına ve kasırga öncesi korkuda görülen durum, ya da tuhaf bir görüntü algılandığında hissedilen korku benzeri durumdur.

🔸Ruhsal hal her epileptik köpekte görülmeyebilir. Katılaşma, sertleşme, bilinç kaybı, işeme, salya, sarsıntı oluşturacak ani hareketler ve sonra eski durumu alma hali genel bulgulardır. Nöbet 1 ile 5 dakika arası değişebilir. Sonrası çöküntü ve yorgunluk halidir ve birkaç dakika veya birkaç saate kadar uzayabilir.

🔸Bunların dışında kısmi nöbetler de olabilir. Hareket vücudun bir bölümü ile sınırlıdır. Yüz seyirmeleri, bir bacağın hareketi, kas seyirmeleri gibi. Bunlara fokal nöbetler denir.

🔸Kısmi nöbetlerin kompleks olduğu nöbetlerde ise, sinek yakalama, histerik koşturmalar, saklanma, kusma, diyare, salivasyon, geçici körlük gibi fiziko - motor nöbetler görülür.

🔸Grup nöbetlerinde kısa bir süre içinde çoklu nöbetler görülür. Bunlara bilinçlilik eşlik eder.

🔸Bir başka durum, status epileptikusdur. Bu durumda nöbet, 30 dakikaya kadar uzayabilir. Ya da daha uzun olabilir. Bazen de kısa süreli çoklu nöbetler gözlenir. Bu da normal bilinçlilik hali içinde yaşanır. Eğer kontrol edilemezse ölümler görülebilir.

TANI

🔸Epilepsinin tanısı zordur. Parazitler, enfeksiyonlar, kan şekeri düşüklüğü, tümör, gibi olasılıklar elendikten sonra tanı konabilir. Yumuşak olan ve sık görülmeyen nöbetler için hemen ilaca başlamaktan sa, durumun gözlenmesi tavsiye edilir.
E.E.G ,epilepsi tanısında yetersizdir.


EPİLEPSİDE HOLİSTİK TEDAVİ

🔸Holistik doktorlara göre, alternatif ilaçların amacı, hayvanın vücudunun, kendi kendini onarmasını sağlamaktır. Geleneksel ilaçlar, vücudun kendi kendini iyileştirme sürecinde çalışmazlar. Alternatif tedavi, nöbetlerin ortaya çıkmaması için, kondüsyonu düzenler. Birçok epileptik evcik hayvan sahibi, alternatif tıbbın kapsadığı; diyet terapi, homeopati, herboloji ( bitkisel tedavi ) ve akupunktur teknikleri konusunda ne yazık ki bilinçsizdir.


🔸Epilepsi, geleneksel ve alternatif metotların her ikisinin kombinasyonu ile tedavi edilebilir. Geleneksel ilaçlar; fenobarbital, pirimidon, diazepam (valium) ve potasyum bromide gibi antikonvülsantlardır.

🔹Fenobarbital uzun süre kullanıldığında karaciğer hücrelerini yıkımlar. İlaç kullanımı kesildiğinde tremorlar, huzursuzluk ve nöbetlerin yeniden nüksü gibi durumlara yol açar.

🔹Pirimidon kedilerde kullanılmaz. Köpeklerde kullanılır. Pirimidon da karaciğer hasarına neden olur.

🔹Diazem, sadece devam eden nöbetler üzerine etkilidir. Koruyucu olarak kullanılmaz.

🔹Potasyum bromide de mide irritasyonu ve bulantıya neden olur. Ayrıca tüm antikonvülsanlar, duyarlılık ve uyanıklığı azaltır, letarji yapar. Bu ilaçlar, doğal terapötik ilaçlarla kullanıldığında, nöbetler azaldığında birkaç ay sonra dozaj olarak azaltılabilir. 

🔸Holistik tedavi, hastaları, daha sağlıklı hale getirip , yaşam süresini uzatmada , epilepsinin kontrolünde önemli rol oynar.


NÖBETLERİ ENGELLEYİCİ DOĞAL YÖNTEMLER

1. AKUPUNKTUR

🔸Vücudun spesifik noktalarına iğne batırılmasını ifade eder. 300’den fazla akupunktur noktası vardır. Veteriner hekimliğinde 100 nokta kullanılır. Genellikle tercih edilen 6-20 nokta arasındadır. Bu iğneler sinir liflerini uyarır ve vücuda ağrı kesici endorfin salgılatırlar. Endorfin, epilepsiyi durdurur, azaltır.

 🔸Bu uygulama bir yıl kadar sürdürülebilir. Böylece, ağrı rahatlatma etkisi ile nöbetler kontrol altına alınır.

🔸Akupunktur, tek başına kullanılabildiği gibi,ilaç tedavisi kesilmeden ek tedavi olarak da kullanılabilir.

2. DOĞAL DİYET

🔸Holistik doktorlar, epileptik hayvanlara ticari gıdaları değil, gıda boyası veya başka suni katkı maddeleri içermeyen evde hazırlanmış taze gıdaları önerirler. Beyin dokusunu irrite edebilecek maddelerin alınımının engellenmesi, epilepsiyi önler. Kedi köpek mamalarındaki kimyasal maddeler, beyindeki yangıyı şiddetlendirici etki yapabilirler.

🔸Epileptik insanlar için et yemeleri önerilmez. Etten kaçınmak epilepsiyi önler. Bu pet hayvanları için de geçerlidir. En az 3 ay uygulanacak bir vejeteryan diyetle, epilepsi üzerinde olumlu sonuçları görmek mümkündür. Kediler için tam bir vejeteryan diyet önerilmemekle birlikte, et oranı azaltılmış diyet iyi olur.

🔸Epilepsi hastaları için ayrıca hipoallerjik diyetler önerilir. Bunun için, pişirilmiş tavuk-pirinç kombinasyonu iyi bir seçimdir. Ya da düşük proteinli hipoallerjik diyetler olabilir. Hipoallerjik pet mamaları genellikle, tavuk ve pirinç, balık ve pirinç veya soya ve pirinç içerir.


DİYETTE YAĞ ORANI

🔸Epileptik hayvanların yüksek yağ oranlı diyetler beslesi tavsiye edilir. Kandaki yüksek yağ oranı, beyindeki sinir hücrelerinin uyarımını azaltır. Beyin kimyasına bağlı olarak nöbetler durur. Yüksek yağlı diyet, Omega 3 ve Omega 6 yağ asitlerinin bir kısmını içerir. Bu beynin yangılanma riskini azaltır.

🔸Ketojenik diyetler (K-diyet) yağ oranı yüksek diyetlerdir. Epileptik insanlar K-diyet uygulayarak gıda ilintili epilepsiyi kontrol altında tutabilirler. 

🔸Kedi, köpek sağlığında hiçbir diyet olumlu sonuç sağlamıyorsa, ketojenik diyet son çare olabilir. Ketojenik diye düşünülüyorsa, lesitin ve kolin gibi besinler diyete ilave edilmelidir. 

🔸 Yeterince beslenememiş vücutta, sinir kılıfları ayrılır, çünkü vücut bu koruyucu dokuyu rejenere edemez. Sinir kılıfları için lesitin, esansiyel önem taşıyan bir besindir. Sadece lesitin değil esansiyel vitamin ve mineral maddeler de diyete ilave edilmelidir.

3. ANTİOKSİDANLAR

🔸Sadece doğal pet gıdaları değil, özel besinsel takviyelerle de epilepsi kontrol edilebilir. C vitamini, E vitamini gibi antioksidanlar hastalıklarla savaşan ve immun sistemi koruyan takviyelerdir.

🔸Daha önce de açıklandığı gibi epilepsi nöbetleri , sinir sistemi ve beynin yangılanma proçesinden başka bir şey değildir. Güçlü ya da zayıf immunite, epileptik semptomların sonuçlarını etkiler. Örneğin, sinir sisteminin küçük bir yangısı, baş ağrısını tetikler. Bu ise büyük bir nöbete neden olabilir.

🔸İyi vitamin ve mineral madde programları ile nöbetler azaltılabilir. Özellikle epileptik hastalarda çoklu mineral madde ve vitamin takviyeleri gereklidir.

4. B 6 VİTAMİNİ

🔸Epilepsiyi azaltan başka esansiyel vitaminler de vardır. Uzun zamandan beri bilindiği gibi, B 6 vitamini eksikliği memeli türlerinde nöbetlere neden olur.
⛑️ Köpekler de insanlar gibi memeli bir türdür.

⛑️Niacinamid, B6 vitaminlerinin bir çeşididir. Bir olguda, epileptik bir Podel’a, haftada bir 25 mg niacinamid verilerek nöbetler bitirilmiştir.

5. BİTKİSEL TEDAVİ

🔸Herbal yani bitkisel ilaçlar, doğanın otlarından derive edilirler. Tarihsel olarak tedavide bitkilerin kullanımı, farmakolojik ilaçlardan daha eskiye dayanır. Sinir sistemini güçlendiren otlar epilepsi kontrolünde kullanılırlar. Epilepsi tedavisi açısından önem taşıyan önemli üç bitki vardır. Bunlar,

1- Valerian (kedi otu kökünde bulunur)
2- Takke otu 
 3- Yulaf samanı

🔸Valerian, sedatif etkilidir. Beyin merkezini etkiler. Antikonvülsif etki yapar. Güvenli bir tedavi sağlar. 

🔸Takke otu, sinir gerginliğini ve sinirsel ağrıları azaltır. 

🔸Yulaf samanı ile beslemek, yumuşak, sedatif bir etki ile, sinir fonksiyonlarını ve beyni geliştirir. 

🔸Postadrenalin anksiyetesinde konvülsif nöbetlerden sonra bu tarz beslenme faydalıdır. Bu üç bitkinin birlikte kullanımı epilepside olumlu sonuç sağlar.

6. HOMEOPATİ

🔸Homeopatik ilaçlar, sağlam birisine verildiğinde, hastalık belirtilerine neden olan bir madde, aynı zamanda aynı bulguları taşıyan hasta birine verildiğinde iyileştirici etki sağlar. Örneğin, ısırgan otu dokunulduğunda deri tahrişi ve kaşıntıya neden olur. Homeopatik ilaç olarak hazırlandığında ise kaşıntılı deri tahrişlerini iyileştirir.

🔸Epilepsili hastalarda nöbetlere neden olan şey bilinmediğinden , homeopatik ilaç olarak hazırlanmış tek bir reçete de yoktur. Hastanın durumuna göre birçok homeopatik ilaç birden kullanılabilir. Epilepsili hastanın semptomlarına uygun homeopatik ilaç bulunduğunda başarılı olunabilir.

🔸Homeopatik ilaç doğru seçildiğinde hasta tedaviye çabuk yanıt verir. Homeopatik ilaçların diğer ilaçlar gibi, istenmeyen yan etkileri yoktur.

EVDE NELER YAPILABİLİR

🔻Epilepsi hastaları için azaltılmış stres , detokslanma kürü ve egzersiz önerilir.

🔻Aşı veya başka bir sebeple veteriner kliniğine gitmek, aşırı deri kaşıntısı, aileye yeni bir bebek katılması ya da eve yeni bir köpek alınması gibi psikolojik , fiziksel ve duygusal faktörler epilepsili hayvanda büyük hasar yaratabilir. 
Seyahat, uyku düzeninin değişmesi gibi günlük rutinin değişmesi nöbetleri tetikleyebilir. Hayvanın hayatında stres yaratabilecek değişikliklerden kaçınmak gerekir. 

🔻Yemek saatleri, egzersiz saatleri hep aynı tutulmalıdır

🔻Evden ayrılmadan önce; giyinme hazırlıkları, ışıkları söndürmek, anahtarın sesi gibi durumlar hayvana stres yükler. O nedenle bu ve benzer genel davranışlar yapılmamalı hatta mümkünse farklı bir kapıdan çıkılmalıdır. Böylece köpeğin endişesi azaltılır. Dönüldüğünde de, sakin davranılıp, strese bağlı nöbet çıkma olasılığı kontrol altında tutulabilir.

🔻Nöbet öncesi korku , hayvan davranışında büyük rol oynar. Köpek sahibine doğru korku içinde koşar. Bu durumda sakin davranıp, yumuşak bir ton ile köpekle konuşmak onu rahatlatır. Epileptik köpeklerde duygular, nöbetler üzerinde büyük rol oynar.

🔻Epilepsi hastası köpek; sigara dumanından, araba egzosundan, doğal olmayan antiparaziter spreylerden, kimyasal içeren tasma ve banyolardan, renkli televizyondan, mikrodalga fırından ve sinir sistemine etkili tüm uyaranlardan uzak tutulmalıdır.

🔻Yıllık ya da periyodik aşılamaların bile epilepsiyi şiddetlendirdiğine ilişkin yayınlar vardır. Aşıların içeriklerindeki proteinin, organizmaya karşı bir reaksiyon yaratarak , allerjik ensefaliti tetiklediği ve düşük dereceli bir beyin yangısına sebep olduğu bildirilmiştir. Aşı sonrası yan etkileri gidermede homeopatik bir ilaç olan Thuja occidentalis kullanımı ile epileptik nöbetler engellenebilir. ⛑️

🔻Koşu, yüzme, yürüyüş epileptik nöbetlerin çıkış sıklığını azaltır. Çünkü, düzenli fiziksel aktivite sinirsel enerjiyi yükseltir. Egzersizin, sedatifler gibi, sinir sistemini sakinleştirici etkisi vardır. Spor aktiviteleri, hayvanın kondüsyonunu sağlıklı tutar. Egzersiz, immun sistemi güçlendirir. Epileptik kedi ve köpeklerin ,egzersizden büyük fayda sağladığı görülmüştür. Koşmak, sonrasında doğal trankilizan alınmışçasına etki yapar. Epilepsili köpekler, hergün 20 dakika egzersiz yapmalıdırlar. Ne yazık ki, köpeklerin %75’i egzersiz mahrumudurlar.

YENİ İLERLEMELER

🔸Son yıllarda, geleneksel ilaçların dışında, alternatif tedavileri de içine alan, yeni  medikasyonlar epilepsi tedavisinde kullanılmakta, hatta ilaçsız sadece holistik tedaviler sıklıkla uygulanmakta ve iyi sonuçlar alınmaktadır.

🔸Genellikle, geleneksel ilaç kullanımının pozitif görünümü tedaviye öncelik sağlasa da, alternatif tedavileri araştıranlar, zamanla  antikonvülsif , barbitürat gibi ilaçlardan yan etkileri yüzünden vazgeçmektedirler. Kedi, köpeklerinde holistik yöntemlerle tedaviye yönelenler genellikle , kendi hastalıklarında da holistik yöntemleri tercih eden kişilerdir.


🔸Güven, epilepsi tedavisinde başarı getiren bir faktördür. Epilepsi hastası nöbet sırasında kendine zarar vermesin diye önlem almak gerekir. Sakin bir sesle nöbet geçiren hayvanla konuşulur. Hasta yerde tutulur. Koltuk masa gibi mobilyalara çarpması önlenir. Tasma ve zinciri boynundan çıkarılıp boğulması önlenir. Nöbet sırasında köpeğin ağzına dokunulmamalıdır çünkü, çene kaslarına sahip olamadığından ısırabilir.

🔸Köpekler dillerini yutmazlar. O yüzden ağızlık takmaya gerek yoktur. O sırada ilaç içirilmeye çalışılmamalı ve dili tutulmaya çalışılmamalıdır. Hasta sahibinin bilinçli olması gereklidir. Köpek ,nöbet sırasında çiş ya da kaka yapabilir. Çoğunlukla nöbetler, 60 saniyeden az sürer. Bu hayatı tehdit edecek bir süre değildir. Fakat nöbetler 5 dakikadan sık tekrarlıyorsa ve nöbetler arası bilincin kazanılması mümkün olmuyorsa, derhal veteriner kliniğine götürülmesi gereklidir.

🔸Nöbetlerin zamanı ve süresi not edilmelidir. Veterin hekimin önerileri dikkatle dinlenmelidir. İlaç tedavisi ve dozajı veteriner hekime danışılmadan değiştirilmemelidir. Sabırlı olmak gerekir. 


26 Temmuz 2021 Pazartesi

KEDİ DOSTUNUZ SİZE NEDEN KÜSER

KEDİ DOSTUNUZ SİZE NEDEN KÜSER


🔸Her bir kedinin karakteri farklıdır ve Kediler aynı zamanda çok da alıngandırlar. Peki arkasını dönüp oturan, en içten pisi pisi seslenişlerinizi karşılıksız bırakan dört ayaklı kankanız acaba size neden küsmüştür? Aslında her kedinin alışkanlıkları, huyları, sevdiği ve sevmediği şeyler farklı olduğundan küsme nedenleri de farklıdır. Ayrıca aynı kedi birçok nedenle de size küsebilir. Bakalım kediler neden küser sorusunun cevapları nelermiş?

1. UZUN SÜRE YANLIZ BIRAKILMAK


🔸Kediler yalnızlığı ve yalnız kalmayı severler ama bu yalnız bırakılmaktan hoşlandıkları anlamına gelmez. Kedilerde küsme en çok uzun saatler boyunca evde yalnız bırakılan pisilerde görülen bir durumdur. Eğer eve geldiğinizde kediniz sizi karşılaşmıyorsa bilin ki size küsmüştür ve bence bunda da sonuna kadar haklı.

2. AZARLANMA 

🔸Kediler için azarlanmak son derece dramatik bir durumdur. Kediler azarlanmayı hiç sevmezler, zaten kim sever ki? 🙂 Kedinizi azarladığınızda alınabilir ve bunun neticesinde size darılıp küsebilir, arkasını size dönüp bir duvara saatlerce bakabilir ve somurtabilir.

 3. MAMA BEĞENMEME

🔸Kedilerin sofistike canlılar olduğunu ve özellikle de mama konusunda son derece hassas olduğunu hepimiz biliyoruz. Kediler mama değişimi nedeni ile de küsebilirler. Özellikle de sağlık koşulları nedeni ile normal mamalardan daha lezzetsiz olan diyet mamalara geçen kedilerde küsme ile sık karşılaşılır. Ancak böyle bir durumda kedinizin sağlığını düşünerek küsse bile veterinerin önerisi olan mamayı kullanmaya devam etmeniz şart. 

4. BİRİNE GECİCİ OLARAK EMANET ETME

🔸İşte kedileri en çok küstüren durumların başında bu olay gelir; birine emanet edilme. Tatile çıkarken hemen hepimiz kedimizi ona iyi bakacağından emin olduğumuz birilerine emanet ederiz, ancak kedimize yokluğumuzda ne kadar iyi bakılırsa bakılsın o onu terk ettiğimizi düşünür ve kalbi inanılmaz derecede kırılır. İşte bu nedenledir ki tatilden döndüğünüzde özlemiyle yanıp kavrulduğunuz kediniz size uzunca bir süre yüz vermez. Onun gönlünü kazanmak sizin göreviniz ve bu kolay bir görev değil, günlerinizi alacak bir görev.

5. EVE BAŞKA BİR KEDİ / HAYVAN TADA İNSAN GELMESİ 


🔸Kedileri küstüren şeylerden biri de eve başka bir kedi, hayvan ya da insanın gelmesi daha doğrusu eve taşınmasıdır. Bu durum hem kedinin düzenini bozduğu hem de kıskanmasına neden olduğu için kedilerin küsmesi ile sonuçlanabilir. Böyle bir durumla karşılaştığınızda kedinizle yeteri kadar ilgilenip eve yeni gelen canlının ondan daha çok sevilmediğini, kendisinin hala çok değerli olduğunu hissettirmeniz küskünlüğünün geçmesini sağlamakta size yardımcı olabilir.

6. YERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ / YENİ BİR YERE TAŞINMAK

🔸Kediler hep monoton düzene alışkınlardırlar. Yeni düzene alışma sevmeyip alışmaları biraz zaman alabilir. Bu alışma sürecinde size karşı küslük ve ainganlik gösterebilirler.

7. ŞİDDET / DAYAK ❌

🔸Şidettin hiçbir türü hayvanlara uygulanmamalı. Ne yazık ki yok desek bile araştırmalarda kedi, köpek evcil hayvan besleyenlerin %10 ' nun evcil hayvanlarina şiddet uyguladığı bir gerçegini yok edemez. Şiddet görmüş hayvan içine kapanmaya sahibinden uzaklaşmaya, yemek yememeye başlayacaktır. Şiddet görmüş hayvan eski canlılığını kaybedecek ve sürekli korku içinde olup  haklı olarak kendini korumaya alacaktır. O kadar haklı olarak yapar ki bunu  ben olsam o hayvan sahibini ısırıklara boğar ve evden kaçardim. ( Ne yazık ki bu davranış şiddet eğilimli hayvan sahibini  daha fazla kizmasina neden olacaktır ) 

❌❌❌⛑️ Kedi, köpek veya evcil dostlarımıza şiddetin hiçbir türünü yaşatmamaliyiz.
Öğrenmesi için , çişini kakasını yapmaması için, yemeğini yemesi için, birşeylerin üstüne çıkmaması için vb. Durumların önüne geçmek için onlara şiddetin hiçbir türünü yaşatmamalıyız.
Şiddet uyguladığımız hayvanın bu durumları bu sefer korkusundan yapacağını ve şiddet uygulayan kişinin daha çok sinirleneceğini ve daha fazla şiddet uyguladığı ne yazık ki bir gerçek. Bu yüzden hayvan dostlarımıza birşeyleri yapmamasını bazı eğitimler ile öğretilir, yada yüksek sesle " hayır, yapma, şişt " gibi sesler ile ikaz edebiliriz . 

22 Temmuz 2021 Perşembe

HAMSTER BESLERKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

HAMSTER BESLERKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Hamsterlar birçok insan için mükemmel evcil hayvanlardır. Çok fazla dikkat gerektirmezler, tekerlekleri üzerinde yeterince egzersiz yaparlar ve sevimli, sevimli ve tutması hoşturlar. Bazı çocuklar için mükemmel bir başlangıç ​​evcil hayvanı olabilirler.

Ne yazık ki, hamsterlar bakım talimatlarıyla gelmiyor. Bir hamstera bakmak zor olmasa da, bir hamsterı evcil hayvan olarak beslerken neyle karşı karşıya olduğunuza dair en azından temel bir anlayışa sahip olmanıza yardımcı olur.


1. Dişi ve Erkeğin aynı yuvayı paylaşmaması gerekir. Dişi ve erkek hamsterın aynı yuvayı paylaşması ailenin fazlasıyla büyüyeceği anlamına gelir.

2. Bir hamster, küçük bir çocuk için mükemmel bir evcil hayvan gibi görünebilir, ancak durum böyle değil. Dikkatli, nazik kullanım gerektirirler, ısırabilirler ve genellikle küçük ellerde kendilerini güvende hissetmezler.

3. Hamsterlar sık sık çiftleşir ve dişi hamster kısa aralıklarla doğum yapabilir. Ayrıca, dişi hamster tek bir doğumda 21 yavru dünyaya getirebilir.

4. Hamsterinizin ister blok ister kuru mama olsun, her zaman bir kase veya tabakta servis edildiğinden emin olun. Hamsterler aksi halde yataklarını yutabilir ve bu ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.


5. Hamsterınız, kedi kumu, mısır koçanı, kalın çam ve sedir talaşından hazırlanan yataklardan fazlasıyla rahatsız olur. Bu sebeple onlara bu tarz yataklar vermemeilisiniz.

6. Hamsterlar artık yemek yemeyi sevmezler. Optimum beslenme için, evcil hayvanınızın mama kabının yaklaşık dörtte üçünü dolu tutun ve mamasını günlük olarak değiştirin.


7.  Kemirgen dostlarımızın sağlıklı ve dengeli beslenmesi konusunda dikkatli olunmalıdır.Onlar için hangi besinlerin zararlı olduklarına bakıp araştırıp besin listesini oluşturmanızda fayda var. Ayrıca, dostunuz bazı besinleri yanağında depolayabilir. Yani keskin ve sivri parçalı besinleri vermekten kaçınmanız gerekmektedir.

8. Hamsterler kendilerini tımar ederler ve bunu genellikle günde bir defadan fazla yaparlar. Evcil hayvan hamsterinizin bakım uygulamalarını yıkamaya, taramaya veya başka bir şekilde tamamlamaya gerek yoktur.

9. Onlara daha fazla yemek vermek onları olumlu etkilemez aksine obeziteye kadar götürebilir. Genellikle dostumuzun yeteri kadar beslenemediğini, doymadığını düşünürüz ve hamsterımızı daha fazla beslemeye çalışırız. Bu durum kemirgen dostunuzun gereğinden fazla kilo almasına ve ardından obeziteye yakalanmasına neden olacaktır. Bunu önlemek amacı ile daha dengeli bir beslenme düzeni oluşturmalısınız.

10. Dişlerini meşgul edecek hiçbir şeyi olmayan bir hamster kafesini veya muhafazasını çiğnemeyi seçebilir. Evcil hayvan dükkanları, sadece hamsterlar için yapılmış özel çiğneme oyuncakları ve bloklar sunar.



11. Kafes ortamını geniş tutmak onların psikolojisinin iyiye gitmesi açısından önemlidir. Çok hareketlidirler. Koşarlar, kazarlar ve yeni yerler keşfederler. Her ne kadar kafes ortamında bu aktivitelerin hepsini yapamayacak olsalar da, dostlarımız doğru boyutlardaki kafeslerde son derece mutlu, huzurlu olacak ve aktivitelerini sağlıklı bir şekilde gerçekleştireceklerdir. Ancak, dar kafesteki bir hamster son derece sağlıksız, mutsuz olacak ve gün geçtikçe psikoljisi bozulacaktır.


12. Enerjilerini bir şekilde atmaları gerekir ve bu durum için en güzel çözüm bir hamster tekerleği olur. Bu sayede hamsterınız hem fazla enerjisini atacak hem de aktivitesini tamamlamış olacaktır. Tekerlek seçimi yaparken hayvanınızın boyutunu dikkate alın ve büyük tekerlekler tercih etmeye bakın. Küçük tekerlekler, hamsterınızın iskelet sistemine (omurgasına) zarar verecektir.


13. Aldığınız ürünün kalitesine bakın. Doğru ürün ile yapılmayan kafesler, su kapları, mama kapları ve oyuncaklar dayanıklı değildir ve hamsterınızın diş darbelerine maruz kalabilir. Bu durum ciddi yaralanmalara sebebiyet verebilir.
Hamsterlar sağlık konusunda oldukça hassastır ve dostunuzun sağlığı hijyenik bir kafesten geçer. Bu nedenle kafes, kafesin zemini, kafes aparatları sık sık temizlenmelidir. Ayrıca, hamsterlar kendilerini temizleyebilen canlılardır. Bu nedenle zorunda kalmadıkça dostunuzu yıkamamanız daha iyi olacaktır.


14. Onlara kafes dışında da hareket alanları sağlamalısınız. Hamsterların kafes dışında da aktif olması gerekir. Eviniz hamsterınız için güzel bir aktivite alanı olacaktır. Dostunuz ev içinde koşup yeni yerler keşfedecektir. Ancak, bu keşif sırasında kemirgen dostunuzu bekleyen tehlikelerde vardır. Dostunuz bulduğu her şeyi kemirme potansiyeline sahiptir ve elektrik kabloları, prizler de bunlara dahildir. Aktiviteden önce hamsterınız için tehdit oluşturacak nesneleri ortadan kaldırmayı unutmayın!


15. Görünür sağlığı ne olursa olsun, evcil hayvan hamsterını yılda bir kez veteriner hekiminize götürmek en iyi uygulamadır. Dikkat edilmesi gereken sağlık sorunları arasında ayaklarında yaralar, idrarda kan, iştahsızlık, gevşek dışkı, aşırı büyümüş ön dişler, kürkünde kel yamalar, hırıltılı solunum ve burun akıntısı sayılabilir.

KEDİLERDE TÜY DÖKÜMÜ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

KEDİLERDE TÜY DÖKÜMÜ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

🔸Merhabalar sizlere Kedilerde tüy dökülmesi konusunu anlatacağım, aslında tüy dokulmesi derken, rutin dökülmelerden bahsetmiyorum. Zaman zaman patili dostlarımızın bütün vücudunda ya da belirli bir bölgede yoğun birsekilde oluşan  tüy dökülmeleri ve bunların nedenleri ve çözüm odakları hakkında bilgi vermye çalışacağım.

🔸Kedilerde tüy dökülmesi ya da saçkıran durumu  patili dostlarımızın hayatına doğrudan etki eden önemli bir sorundur. Bu durum ne yazık ki  birçok farklı şekilde de gerçekleşebiliyor. Mesela dökülmeler simetrik veya asimetrik, tüm vücuda yayılmış bir durumda ya da sadece belirli bir bölgede olabilir. Bu yüzden bu yazıda paylaşacaklarım sadece tahminler ve ön bilgi kıvamında olacaktır. Bu gibi tüy dökülmeleri nereden bakarsak bakalım, acil olmasa da veteriner hekim müdahalesi gerektiren bir sorun olduğunu lütfen unutmayalim.

🔸Genel olarak konuşacak olursam, tüy dökülmesinin nedenlerini birkaç genel sebep bağlayabilirim. Hepsine de birer birer değinmek istiyorum.

KEDİLERDE TÜY DÖKÜLMESİ VE NEDENLERİ

1. Deri Problemleri yada Hormonal Sorunlar

🔸Tüy dökülmesinde deri problemleri veya hormonal sorunlar konuları öyle geniş ki, biz insanlardaki saç dökülmelerinin nedenleri arasında bile bu durum söz konusudur.
🔸Örnek olarak, hormonal sorunlar. Patili dostlarımız hipertiroidden muzdaripse vücutlarındaki steroid miktarı artar. Bu da kedilerde tüy dökülmesi yapar! Tıpkı erkeklerdeki saç dökülmesinin testosteron seviyeleriyle alakalı olması gibi. 

🔸Bunun yanı sıra deri alerjileri ve çeşitli alerjik tepkiler de tüy döker.

🔸Bir de dermatofilosis gibi deri hastalıkları var. Eğer kedinin tüylerinin döküldüğü yerlerde kızarıklık veya şişlikler varsa, belki de böyle bir sorunu vardır.

🔸 Son olarak pire, kene ve mayt gibi parazitlerin yol açtığı kaşıntılar da tüy dökülmesini tetikler.

2. Duygusal veya Davranışsal Bozukluklar

🔸Stresli zamanlarda saçları dökülen insanlara rastlamışsındır. Aynı noktadan yola çıkarak, stres kedilerde de tüy dökülmesine yol açabilir. 
Patili dostumuz sık sık kendini yalanıyorsa, stresli olma ihtimali yüksek. Bu yalanmaların döktüğü tüylere ek olarak gerginliğin verdiği kendiliğinden dökülme de eklenince ne yazık ki bölgesel bir dökülme gözlenecektir. 

🔸Tüyleri stres yüzünden dökülen bir kedin varsa en iyisi onunla daha sık vakit geçirmen olur. Sonuçta dostunu mutlu ve çevresiyle uyumlu tutmak senin görevin! Daha sık vakit geçirmek derken lütfen onu daha çok heryerde tutup sarılmak öpmek aklınıza gelmesin. Unutmayın ki kediniz kendini sevdirdiğinde yanınıza gelecektir. Bunu dışındaki zamanlarda huzur istiyecektir sizden.

3. Sakatlıklar ve İlaçlar

🔸Son olarak sakatlıklar ve ilaçlar da tüy dökülmesini teşvik ediyor olabilir. Kediler acı hissettikleri, yaralı olan bölgelerini sürekli yalarlar. Bu durum aşırı bir hal aldığında, o bölgedeki tüyler ne yazık ki doğal olarak dökülür.

🔸İşin ilaç boyutu ise bambaşka. Diyelim ki kedine kabızlık ilacı veriyorsun. Bünyeden bünyeye ve kediden kediye değişmekle birlikte, patili dostunun ilaç kullandığı aralıkları iyi gözlemlenmeli. Eğer özel olarak tüylerini döken bir ilaç varsa onu tespit edip veteriner hekimine danışmalı ve gerekirse kullanmamalı ve yerine başka ilaç istenmelidir.


TEDAVİ

🔸Bu gibi konularda kedinizi her halükarda veteriner hekime götürmeniz gerektiğini artık bildiğinizi varsayiyorum.
Gerekli tetkikler yapıldıktan sonra hekim kontrolü altında tedavi sürecine geçeceksiniz. Bu tedavi sürecinde neler ile karşılaşacaksınız ?

🔸Eğer tüy dökülmesi deri veya hormonal sorunlarla alakalı bir durum söz konusu ise, veteriner hekiminiz ilaç tedavisine başlıyacaktır. Kullanılan ilaçların kediniz için alerjik  bir yan etki oluşturmamasına  dikkat edilmelidir.
İlacı kedinize vermek için sevdiği bir mamanın içine gizlemek gibi bir yöntemi uygulayabilirsiniz.

🔸kedinizdeki tüy dökülmesi, davranışsal bir sorundan kaynaklanıyorsa, böylesi durumlarda iki farklı yol izleyebilirsin. 
🔹Öncelikle bir kedilerin dilinden anlayan bir veteriner hekime yada var ise bir kedi eğitmenine danışabilirsin. Sorumluluğu kendim üstlenmek istiyorum diyorsan eğer veteriner hekiminden anskiyete ilaçları talep edebilirsin. 
🔹Bunlara ek olarak feromon spreyleri ya da kedi otu ve  lavanta yağı gibi sakinleştirici yöntemler de kullanabilirsin. 
🔸Mekan değişiklikleride kedi dostlarimiz için zor bir süreçtir. Bu yüzden patili dostumuzun gerilmemesini sağlamak için onu birazcık şımartmalısınız.

🔸Son olarak, kedinizin tüy dökümü eğer kene veya pireden kaynakliysa, seni uzun bir ilaçlama süreci bekliyor. Kendine pire ilacı uygulanmalı ve tüm evi baştan aşağı ilaçlamak hem senin, hem de dostunun sağlığı için oldukça önemli. ( Çok abartılı durumlarda evi ilaclayabilirsiniz) 

🔸Kedilerde tüy dökülmesi sorunu, gördüğünüz gibi çok etmenli ve karmaşık bir konu. Her ne kadar birkaç noktasına değinsemde lütfen bu gibi durumlarda veteriner hekiminizden yardım almayı sakin unutmayın.


21 Temmuz 2021 Çarşamba

KUZU VE OĞLAKLAR DA TETANOZ HASTALIĞI ( KAZIKLI HUMMA)

KUZU VE OĞLAKLAR DA TETANOZ ( KAZIKLI HUMMA) 

🔸Kuzu  ve oğlaklar da Tetanoz gram (+) bakterilerin ürettiği toksinden kaynaklanan ölümcül bir yara enfeksiyonudur.
🔸Tetanos'un nedenli ajanının hayvanın vücudunda toksin salgılanan bakteri olan  klostridium tetanidir.
 
🔸Bütün hayvan türlerinde her yaşta görülebildiği gibi en duyarlı tür tek tırnaklı hayvanlar ( At, eşek, katır vs.) dır. Bunları kuzu, oğlak ve köpekler izlemektedir. 

🔻Ancak, kuyruk kesimi, kısırlaştırma, göbek kordonu, enjeksiyonlar, kulak küpeleri, boynuz kesme gibi uygulamalar sonucu oluşan yaralanmalar  sebebi ile kuzular ve oğlaklar arasında oldukça sık rastlanır. 


ETKEN

🔸Kuzu ve oğlaklar da tetanoz hastalığının etkeni Clostridium tetani ‘dir. Cl. tetani sporları çok dayanıklıdır. Toprakta uzun yıllar canlı kalır dezenfektanlara dayanıklıdır. 100 °C de 30-60 dakikada, 115 °C de 20 dakikada tahrip edilebilir.

🔸Toprakta ve dışkıda bulunan bakteri sporları yaralara bulaşabilir. Kastrasyon, kuyruk kesme ve kırkım yaralarının enfekte olması her zaman mümkündür. 

🔸Bakteriler oksijene duyarlıdır, bu nedenle derin yaralar bakterinin toksinlerini atması için en istenilen yerlerdir. 

PATOGENİZİ

🔸Cl.tetani sporları yara içinde vejetatif hale geçerek çoğalmaya başlarlar. Çoğalan bakteriler enfeksiyon yarasının bulunduğu bölgede kalırlar çevre dokulara yayılmazlar.

🔸Tetanoz toksini sinir hücrelerinde bir sorun oluşturmaz ama iskelet kaslarını innerve eden motorik ganglionların uyarılma eşiğini düşürür, duyarlılıklarını artırır. Normalde sadece belli bir kas gurubuna gitmesi gereken bir impuls, bütün motorik nöyronları, dolayısı ile bütün iskelet kaslarını uyarır. Bunun sonucunda Tetani hali ortaya çıkar, hem ekstensor ve hem de fleksor kaslar aynı anda kontraksiyon durumuna geçmiş olur.


KLİNİK BELİRTİLERİ

Inkubasyon süresi normal olarak 1-3 hafta kadardır. Kuyruk kesme ve kırkımdan sonraki 3-10 gün içinde daha çok rastlanmaktadır.

🔹Baş ve boyunda gerilme gözlenir.

🔹Fleksor (Bükülme hareketini yaptıran kas) ve ekstensor (Uzatma veya düzleştirme hareketini yaptıran kas) kaslar birlikte kasılır.Yürüyemez, gergin vaziyette ayakta durmaya çalışır.Yere düştükten sonra kendi kendine ayağa kalkması giderek imkansız duruma gelir.

🔹Çene kilitlenmesine bağlı olarak yem yiyemez, geviş getirmez, su içemez, yutma zorluğu vardır. Burun delikleri ve gözler açılır.

🔹Beden ısısı ve solunum sayısı yüksektir, defekasyon durmuştur. 

🔹Gürültü, ses ve ışığa karşı hayvanın duyarlılığı aşırı derecede artmıştır.Sese ve dokunmaya tepkileri yüksektir.Dokunulduğunda veya seslenildiğinde tetanik konvulusyonlar daha da şiddetlenir.

🔹Kuyruk kalkık, karın çekiktir. İdrar yapma ve dışkılama (Defekasyon) durur.

🔹3 ncü göz kapağının (Sadece köpeklerde) düşmesi bu hastalık için patognomik semptomdur.

🔹Yutturulmaya çalışılan sıvı maddeler yutakta spazm meydana getirir.Su içememe sebebi ile dehidrasyon şekillenir.

🔹Yatar pozisyondaki hayvanları ayağa kaldırmak mümkün değildir. 2-3 gün içinde solunum kasları felcinden (Paralizinden) hayvan ölür.

TANI

🔹 Klinik semptomlar oldukça tipiktir. Bir yara sonucu meydana geldiği de biliniyorsa yanılgı payı çok az olur. 

TEDAVİ 

🔸Hastalar sürüden ayrılır, hayvanlar mümkün oldukça sessiz ve karanlık bir yere alınırlar. Yem ve su baş hızasında konulur eğer gıda alınamıyorsa suni yolla verilmelidir.

 🔸Yara mevcutsa kabuk kaldırılır ve oksijenli su ile yıkananilir. Prokain penisilin, tetrasiklinler, cephalosporinler ve eritromisin bunlardan biri yara bölgesine enjekte edilir. 

🔸Spazmları çözmek ve hayvanı yatıştırmak için çeşitli sedatifler Ksilazin, Klorpromazin, Kloralhidrat verilebilir.

KORUNMA 

🔸Korunmada en iyi yöntem aşılama ve yaraya yönelik uygulmalardır. Yapılan operasyonlarda  asepsi ve antisepsi
dikkat edilmelidir. 
🔸Koruyucu amaçla aşılamalar yapılmalı, yara sağaltımına dikkat edilmelidir.

KAYNAK

▪️Koyun keçi Hastalıkları ve Yetiştiriciliği İstanbul 1990, 102-104.
▪️Tamam mı M. Sinir sistemin bakteri enfeksiyonlar. veteriner nöroloji. 2007, 143-144.
▪️Altuğ N, Yüksek N, Karasu A, İlhan F, Cey-lan E, Ekin İH, et al. teşhis veteriner.2017, 317-322.
▪️ Süleyman Ö. Ölümlülük tetanoz neon. 1982, 152-18.

KEDİLER NEDEN KOKU BIRAKIR

KEDİLER NEDEN KOKU BIRAKIR 🔹Kedilerin koku bırakma eylemlerinin farklı nedenlere dayanmaktadır. Bunlar, 1-) Diğer kedilere kend...